54

Ve bir vakit Mûsa kavmine dedi ki, "Ey kavmim cidden siz o danaya tutulmanızla kendinize zulmettiniz gelin bârinize dönün, tevbe edin de nefislerinizi öldürün, böyle yapmanız bâriniz yanında sizin için hayırlıdır" bu suretle tevbenizi kabul buyurdu. Filhakika o, öyle tevvab öyle rahîmdir

(........) ve hani Mûsa kavmine ey kavmim demişti (........) siz buzağıya tapmanızla muhakkak kendinize yazık ettiniz (........) Binaenaleyh bârinize: pâk yaradan halikınıza tevbe ediniz de (........) hemen kendinizi katlediniz, nefislerinizi öldürünüz (........) böyle yapmanız yâni tevbe ve katil, bâriniz indinde sizin için hayırlıdır. -Böyle demiş (........) ve bunun üzerine bâri tealâ tevbenizi kabul etmiş idi (........) şüphesiz o, o öyle tevvabı rahîmdir.

Burada Mûsa size demişti denilmeyip de (........) buyurulması, kezalik yukarıdanberi nimetlerde «biz, biz» diye bizzat tasarrufatı ilâhîye ta'dat olunup gelirken şimdi Hazret-i Mûsanın tebliğ ve tasarrufuna nakli beyan edilmesi, kitabın nüzulünden sonra müşarünileyhin min tarafillâh başkaca bir kuvvet iktisap etmiş olduğunu ve artık Beni İsrail üzerinde icrayı ahkâma başlamış bulunduğunu iş'ar etmektedir ki, bunda evvelâ hükûmet nimeti, tatbikı fürkan tezkâr ediliyor, lâkin bu nimet bizzat değil, Hazret-i Mûsa vasıtasile binniyabe olarak ızhar edilmiş ve ancak neticesi ve semeresi olan tevbe ve salâh balâdaki nimetler gibi ve fakat sureti gıyapta bizzat bâri tealâya izafetle beyan olunmuştur. Bu üslûbı beyandaki inceliklerin tafsıli bir kitap olur, fakat görülüyor ki, hedefi beyan nimeti hükûmetin iptida değil, ancak neticedeki salâh itibarile bir nimeti ilâhiye olduğunu tezkirdir. Tevbe ve katil emri mes'uliyeti Mûsaya ait bir tasarrufı niyabî, neticedeki salâh da bizzat bir ihsanı ilâhî oluyor. Ve fürkan o zaman tezahür ediyor. Kavm unvanı altında (........) gösteriyor ki, zulmı nefis, nefsi ferdî ve kavmîden eamdır. Şirkin zararı millete, milletin zararı da fertleredir. Ve buzağı mes'elesi kavmi Mûsada büyük bir fesat ve ihtilâle sebep olmuş ve temizlenmesi katli nüfusu istilzam etmiştir (........) mefhumen üç manaya muhtemildir.

Birincisi, manayı hakikîsi ki, herkesin kendisini öldürmesi yani intihar etmesidir, lâkin böyle ölse idi muhatap olan kavm kalmaz veya ancak âsîler kalırdı. Binaenaleyh murat bu değildir.

İkincisi hakikati örfiyesidir ki, esasen ıhvan olan bir kavmin efradı haydi bakalım biribirinizi öldürünüz demektir. Ve ekseri müfessirîn bu manayı göstermişlerdir. Tura giden Hazret-i Mûsanın gıyabında Sâmirî Mûsa, altından bir buzağı yapmış bağırtmış ve bakareye tapan Mısırlı ve sair put perestler gibi Beni İsrailin bir kısmını, işte Mûsa bunu armağa gitti idi diye tapdırmış ve daha dünkü nimetlere karşı böyle bir fesad-ü ihtilâl çıkarmış, diğer kısmı Hazret-i Harun ile beraber bunun cereyanını kuvvetle menetmeyip Hazret-i Mûsaya intizar etmişler, o zamana kadar da fesat tevessü etmiş, Hazret-i Mûsa Turdan gelince hükmi fürkan ile umumuna birden «kendinize yazık ettiniz» diye hıtap eylemiş, hem buzağıya tapanlara ve hem sükût ve intizar edenlere dahi bu günahlarından dolayı derhal tevbe eylemelerini ve tevbe edenlerin tevbe etmiyenleri hemen katletmelerini emr eylemiş ve bu harbi dahilî biiznillâh muvaffakiyetle neticelenmiş, Beni İsrail de kesbi salâh etmiş ve işte burada bu vakıa tezkir buyurulmuştur. Hikâye olunduğuna göre maktuller yetmiş bine kadar baliğ olmuş buna (.......) buyurulmayıp da

(........) buyrulması hâdisenin dahilî ve acıklı olduğuna ve zulmi nefsin manasına işarettir.

Üçüncüsü sırf mecazî olmasıdır ki, nefsinizi öldürünüz, yani günahınıza nedametle gam-ü kederden canınızı çıkarın yahut şehevattan men'i nefs ile riyazet ediniz, bu fesatları yaptıran, şirke saptıran, hep şehevattır. Tevbe de bunların kırılmasile müfit olur ve o zaman kabul edilir demektir. Bu te'vil de gösterilmiştir, bu da güzeldir, fakat bir ma'nayı işarîdir.

BÂRİ, yaradırken ayıpsız, noksansız yaradan demektir ki, haliktan ehass olur ve bunda fıtrati ulâyı ıhtar vardır.

Sadisen:

(........)

54 ﴿