90

Ne çirkindir o kendilerini sattıkları ki,; Allah’ın kullarından dilediğine kendi fadlından vahiy indirmesine bağyederek, Allah ne indirdise hepsine küfrettiler de gadab üstüne gadaba değdiler ve o kâfirler için mühin bir azab var

(........) bunların kendilerini sattıkları şey ne kadar fena, ne kadar çirkindir! (........) ki, Allah’ın inzal buyurduğu mübarek kitaba, risaleti Ahmedıyeye küfr etmeleri hem de pek alçak, pek rezilâne bir sebeble küfretmeleridir. Bilir misiniz bunlar buna niçin küfrettiler (........) Allah’ın kullarından dilediği bir kuluna, mahzı fadl-ü kereminden, peyderpey nimet indirmesine, onu âhır zaman Peygamberi yapmasına karşı bagyen, yani o nübüvvetin doğrudan doğru kendilerine indirilmesini istediklerinden bu Peygamber bizden, bizim ırkımızdan değil diye sırf hodgâmlık ve hased saikasile küfr ettiler ve önce o Peygamber gelecektir, gelmek üzeredir.. Biz onunla fütuhat yapacağız deyıp dururken insanlıktan çıktılar. Söylediklerimiz yalanmış dediler, kendilerini böyle bir küfre sattılar, sattılar da (........) mukaddema mahkûm oldukları gadabdan halâs olacakları bir sırada döndüler dolaştılar, gadab üzerine gadaba müstahık oldular, vaktile kendilerini Âli Firavnin sui azabından kurtaran ve bu suretle büyük bir imtihana çeken Cenâb-ı Allah, onları âlemlerin üzerine geçirmiş iken onlar bu fazaili kendilerine celbeden Enbiyayı iptida tekzip, sonra katl ede ede neticei imtihânda dönüp dolaşıp, Allah’ın gadabına uğramışlar, nimetleri gitmiş, vatanları, devletleri mahvolmuş, kendileri, şu, bu milletin tahtı mahkûmiyetinde zillet ve meskenete düşmüş, nihayet ellerindeki kitabın hükmünce bir ümitleri kalmış idi ki, o da Hazret-i Mûsaya benzeyen ve onları kel'evvel bu gadabdan bu zillet ve meskenetten kurtaracak olan Âhır zaman Peygamberine iman ve ittiba etmeleri idi. Bu ümit ile yaşarken ve müşriklere karşı istiftah ve iftihar ederken tam o Peygamber gelip aradıkları ellerine geçtiği ve yanlarındaki kitabın hükmü olan bu ümitlerini tahakkuk ettirmek için Kur’ân’ı azimüşşan kendilerini (........) diye emri ilâhîye davet eylediği sırada sırf hased saikasiyle sözlerinden döndüler, vakti geldi dedikleri Peygambere, hayır bekledimiz bu değilmiş, onun vakti gelmemiş imiş, bu bizden değil, Araptandır diyerek küfrettiler, tıpkı Hazret-i Ademe karşı İblisin yaptığı gibi istikbar eylediler, Allah’ın emirlerine, davetlerine (........) dediler ve bu küfrü yaparken kendi sözlerini ve ellerindeki kitabın o yegâne ümidi veren hukmünü cerh-ü tekzip etmek suretile kendi kendilerini terzil eylediler. Hasılı bu bazirgânlar kendilerini bu kadar fena bir küfre sattılar ve bundan dolayı eski gadap üzerine tekrar bir gadaba daha lâyık ve müstahık oldular (........) filvaki kâfirlerin hakkı da mühin, yani ihanetkâr, hakaretamiz, zilletli bir azabdır -bunlar öyle kâfirlerdir ki, Allah’a, Peygambere, hattâ kendilerine kavlen ve fi'len küfrederler de bununla beraber bir de yalan yere imandan dem vururlar. Şöyle ki, (........)

(........)

90 ﴿