112hayır: kim özü muhsin olarak yüzünü tertemiz Allah’a teslim ederse işte onun rabbinin indinde ecri vardır onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun olacak değillerdir (........) hayır, mes'ele ne öyle, ne öyle, Cennet ne Yahudîlere mahsus ne de Nasaraya, hakikat şudur: (........) her kim Allah için yüzünü lekeden salim tutar, nefsini şirkten ve emarei şirkten temizliyerek kemali ihlâs ile Allah’a verir, bir Allah tanır (........) ve bu halinde de özü muhsin bulunursa: Allah’ı görüyormuş gibi kendini Allah huzurunda bilerek yaptığını her veçhile temiz kalb ile güzel de yaparsa (........) işte onun rabbı, indinde ecri vardır. (........) ve bunlara ileride hiç bir korku yoktur, ve bunlar Ahirette mahzun olmazlar. -İşte bunlara Müslüman ve bu dine İslâm denilir. Cennet bunlarındır. İndallah din de bu islâmdan ibarettir. Balâda haklarında (........) kezalik (........) buyurulanlar da hep böyleleridir, Muhammed aleyhisselamın tebliğ ettiği dinin esası da budur. Ve bu hakikattır ki, bir ümniyeden ibaret değildir. Bunu Allah söyliyor. Buna bütün akıllar, nakiller de şehadet eder. Bu evvela beyyin bizatihidir. Saniyen hiç bir şahsın, hiç bir zümrenin kuruntusu olan bir ümniye olamaz. Zira bu tevhid, bu ihlâs, bu ihsan ile İslâm, gönüllerin bir hevası değil, o hevaları silip temizlemekle yapılacak bir hasletidir. Bunun içindir ki, İslâm, Allah’a karşı yüz aklığı, alın temizliğidir. Ve malûmdur ki, yüz aklığı ve alın temizliği ta'biri sahibinin zahiren ve batınen temizliğinden kinayedir. Bu âyetde de «veçh», zikri cüz iradei kül tarikile nefs-ü zatdan mecazdır. «nefseho» denilmeyip de «veçheho» denilmesinin nüktesi de İslâmın sadece bir emri batnîden ibâret olmadığına tenbihtir. Zira secde uzvı olan veçih azanın eşrefi ve bütün vücudün mümessili bulunan bir uzuvdur. Bir yüzün görülmesi bütün bir insanın teşhisine kifayet eder. Bir yüzün görülmesi bütün bir insanın teşhisine kifayet eder. Bir yüzün tasviri bütün bir bedenin tasviri hükmündedir. İSLÂM, silm-ü selâmet maddesinden if'al olduğu için if'al babının muhtelif binalarına göre, teslimi nefis yani inkıyad, salim bulundurmak, selim ve lekesiz tutmak, selâmete girmek, selâmete çıkarmak, müsalemet, ıhlâs gibi mütenevvi manaları ifade eder. Ve esasda iman ile birleşir ve dini islâm isminde bütün bu meani mu'teberdir. Allah’a teslimi nefs ile iman ve inkıyad ma'nası ise cümlesini cami'dir. İHSAN güzellemek güzel yapmak, ya'ni zatında ve indallah güzel olan bir ameli veçhi lâyıkile gergi gibi yapıp o amelin hüsni zatîsini, hüsni vasfîsi ile tezyin eylemek demektir. Zira bir çok güzel şeyler vardır ki, yapılırken çirkinleştirilir. Zira bir çok güzel şeyler vardır ki, yapılırken çirkinleştirilir. Resulullah Efendimiz meşhur iman hadîsinde ihsanı şöyle tefsir buyurmuştur: (........) = ihsan, Allah’a görüyormuşsun onun gibi kulluk eylemendir, Çünkü sen onu görmezsen o seni görür.» Binaenaleyh ihsan, İslâmın kemalindendir. Bunun için düsturı İslâm şöyle hülâsa edilebilir: evvelâ temizlik saniyen güzellik. İslâmın (........) kelimei tevhidinden, euzü besmelesinden, abdest ve namazından tut ta bütün evamir-ü nevahisinde hep bunun tatbikını bulursunuz, bu âyette de (........) ne güzel icmal etmiştir: Allah’a yüzü temiz özü güzel. İşte Cennete girmenin doğru yolu, bu İslâm-ü ihsan, bu temizlik ve bu güzelliktir. Böyle olduğu halde bundan sapmış olan Yehud ve Nasara Cennete başkalarını sokmak istemezler. Bu da'valarının sıdkına bürhan olmadığı gibi kizbine beyyine vardır. Her biri yekdiğeri aleyhine şehadet de ederler. Baksanıza hem öyle dediler, hem de bir taraftan |
﴾ 112 ﴿