118

İlmi olmıyanlar da, Allah bizimle konuşsa ya, yahud bize bir mu'cize gelse ya, dediler, bunlardan evvelkiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti, kalbleri birbirine benzedi; cidden yakîn edinecek bir ümmet için biz mucizeleri açık bir suretde gösterdik

(........) ilâhiyata ilmi olmıyan veya olsa bile alimane hareket etmiyen cahiller da'veti Muhammediyeye karşı (........) Allah bize de söylese ya, (........) yahud bize bir âyet, bir mu'cize gelse ya! dediler ve sanki gelenler âyet değilmiş gibi inadlarından inkâr etmek istediler. (........) hıtabı ilâhîsine kulak vermediler, bunu Arabdan Abdullah İbn-i Ümeyye ve emsali, Yehudîlerden Rafi İbn-i Hüzeyme ve bazı Nasara söylemişlerdi (........) bundan evvelkiler de Mûsaya, İsaya böyle söylemişlerdi görüyorsunuz ya (........) evvelkilerle bunların kalbleri tamamen birbirine benzemiş haleti ruhiyeleri sanki yekdiğerinin aynı olmuştur. -Biz âyet göndermedik mi? (........) ikan şanından olan, şüpheden kurtulmak, ilmi yakîne irmek kabiliyetini haiz bulunan her hangi bir kavm için biz o âyetleri, mu'cizeleri çok açık gösterdik. -Bunlardan yakîne eremiyenler, ta surenin başında beyan olunan kalbleri marazlı, Reybiyyun veya mahtumülkulûb muanidîndirler.

Bunca âyâtı beyyinatın tebliğinden sonra sanki hiçbir şey söylenmemiş gibi Resulullahın böyle en eski küfürler, inadlarla, mükâberelerle karşılanması kederini müstelzim olacağı cihetle kalbi Muhammedîyi yeniden te'yid-ü tesliyet ve düşmanlarına ilkayı mehâbet-ü haşyet için buyuruluyor ki, (........)

118 ﴿