142Nas içinde süfehâ takımı "bunları bulundukları Kıbleden çeviren ne? diyecek, Deki Meşrık da Magrib de Allah’ındır, o kimi dilerse doğru bir caddeye çıkarır (........) Nâsın süfeha takımı, hafif akıllı idraksiz, çapkın güruhu diyecekler ki, (........) «Bunları yani Muhammed ve ümmetini bulundukları Kıblelerinden -Beyti makdisten- çeviren ne?» bu söz neshı inkâr ve tahvili Kıbleye i'tiraz etmek istiyen Yehud veya münafıkîn tarafından sarfedilmiş ve âyet onlar hakkında nazil olmuştur. Balâda (........) hükmi celiline nazaran münafıkîn hakkında olması daha münasibdir. Yâni bunlar böyle söylemiş ve söyliyeceklerdir. (........) Ya Muhammed!. Sen o süfehaya şöyle söyle: (........) Meşrık ve Mağrıb, gün doğusundan gün batısına kadar bütün şu arz Allah’ındır, onun için hiç bir mekâna ıhtisası yoktur. (........) bunların maliki olan o Allah dilediği kimseyi yeni bir sıratı müstakime hidayet eder, muvaffak kılar».- Burada doğrudan doğru Fatihadaki (........) duasına sarih bir alâka, dekik bir cevab vardır. Evvelâ: Sıratı müstakimin nekire olarak iradı, bunun azametine ve yeniliğine bir işarettir ki, istenildiğinden â'lâ ve öteden beri gidile gelmiş olan mün'amün aleyhim sıratından daha başka ve daha güzel ve gayei nimet-ü saadete daha selâmet-ü sühuletle götüren, yani gadab-ü dalâlden salim bulunan bir tarikı müstakim demek olur. Saniyen' bu sıratı müstakime hidayet, sırf meşiyyeti ilâhiyeye rabtedilmiştir. Hilkatte meşiyyeti ilâhiyeye merbut olmıyan hiç bir şey bulunmadığı halde bunun tasrihi, böyle bir sıratı ihsan ve ibtida ona hidayet kulların kesb-ü meşiyyetiyle mukayyed olmayıb mahzı fazlı ilâhî olduğuna tenbihtir. Ve bu suretle burada kesib kanununun bir kaydine ve bu işin mebdei kesbe mütekaddim bulunduğuna bir işaret vardır. Kesib mesailinde meşiyyeti ilâhiye, meşiyyeti ibadi ta'kib eder. Bu gibi vehbî esasatta ise abdin kesbi meşiyyeti ilâhiyeyi ta'kib etmek icab eder. Hasılı Cenâb-ı Allah her şeye maliktir ve dilediği kulunu mahzı meşiyyetile Peygamber yapar ve ona büsbütün yeni bir din-ü şeriat ihsan edebilir ve bundan onu menedecek hiç bir kuvvet yoktur ve Peygamberlik bir kesib işi değildir ve bu iş (........) kaidesinin dairei şümulünden hariçtir. O kaide bu ihsandan sonra cereyan eder. Ve bunu yapabilecek olan Allahü teâlânın tahvili Kıbleyi emretmesinde i'tiraz edilecek hiç bir sebeb yoktur. Ve cenabı hak Resuli Muhammede bu hidayeti bahşetmiştir. |
﴾ 142 ﴿