168

Ey insanlar bütün Arzdakî nimetlerimden halâl olmak, pâk olmak şartiyle yeyin, fakat Şeytanın adımlarına uymayın çünkü o size belli bir düşmandır

(........) Ey insanlar sizin cümleniz böyle bir Allah’ın mahlûku ve hıtabına lâyık gördüğü kullarısınız, ve tabi', metbu hepiniz yemeye, içmeğe muhtaç âcizlersiniz. Binaenaleyh Allah’a ubudiyet edeceğiz diye kendinizi mahrumiyetle ıt'ab etmeyiniz, o rahmani rahîm olan rabbınız size şöyle müsaade ediyor: (........) şu Arzda bulunan şeylerden yeyiniz, lâkin keyfemettafak ve her elinize geçeni değil (........) halâli hoş, ter temiz olarak yeyiniz. Yediğiniz şeyler pis, mülevves, şunun bunun hakkı geçmiş, tab'an ve şer'an memnu veya şüpheli şeyler olmasın, halâlından kazanınız haram, pis, şüpheli şeylerden sakınınız, onlara tenezzül etmeyiniz. (........) ve Şeytanın adımlarına uymayınız, yâni onun arkasından, izinden gitmeyiniz, (........) çünkü o sizin her halde açık bir düşmanınızdır. Kendisi her ne kadar gözlerinize görünmez, gizliden gizliye kanınıza iliklerinize işliyerek kalb-ü fikirinize sokulursa da onun size düşman olduğunda ve ilkaatından hiç birisi hakk-u hayra matuf olmıyacağında şekk-ü şüpheye mahal yoktur. Fıtratı selime, aklı kâmil, kalbi safi erbabı için onun advetini ve ilkaatının fenalığını anlamak hiç de zor değildir. Zira

168 ﴿