191

ve onları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın, o fitne katilden eşeddır, yalnız Mescidi haram yanında onlar size kıtal etmedikçe siz de onlara kıtal etmeyin, fakat sizi öldürmeğe kalkışırlarsa hemen onları öldürün kâfirlerin cezası böyledir

(........) ve onları nerede yakalarsanız öldürün, Hıll-ü Harem demeyin, onlar taarruz etsin diye beklemeyin, böyle yapın (........) ve sizi çıkardıkları yerden ya'ni Mekkeden onları çıkarın, vatanınızı onların elinden kurtarın. -Burada bu ıhrac emri, emri temkinîdir. Bu va'd fethi Mekke ile incaz buyurulmuştur. Gerçi katil haddi zatında fena bir şeydir, lâkin (........) fitne de katilden eşeddir, daha ağırdır.- Zira katlin zahmet olması çabuk geçer, fitneninki devam eder. Katil, insanı yalnız Dünyadan çıkarır, fitne ise hem dinden hem Dünyadan oldurur. Binaenaleyh fitneye tutulmaktan ise o fitneyi çıkaranları öldürmek veya ölmek veya çıkardıkları fitneyi kendi başlarına yıkmak elbette yeğdir. Ehveni şerreyn ıhtiyar olunur kaidesi de bu gibi nususdan müstenbattır.

FİTNE aslı lûgatte karışığını almak için altını ateşe koymaktır. Bundan mihnet ve belâya sokmak ma'nasına isti'mal edilmiştir ki, burada bu ma'nayadır.

Ya'ni vatandan ıhrac gibi insanları azaba giriftar edecek belâ ve mihnet, katilden daha ağırdır. Ölümden daha ağır ne vardır demeyiniz zira ölümü temenni ettiren hal ölümden daha ağırdır. Bu nazmın sıyakında insanı vatanından çıkarmak da ona ölümü temenni ettirecek fiten-ü mihan cümlesinden olduğuna işaret vardır. Şirk, neşri küfür, irtidad, hetki hürumatullah, âsayişi umumîyi ıhlâl, vatandan ıhraç hep birer fitnedirler, mü'minin el'iyazebillâh dönüb kâfir olması katlolunmasından eşeddir. İhtida eden mü'minlerden bazı zevat Mekke müşrikleri tarafından küfre döndürülmek için ta'zib olunuyor, onlar da (........) emri ilâhîsi mucebince ölmeği göze alıb biizni huda sebat ediyorlardı, bu suretle Şehri haramda bazı Sahabeyi müşrikler katletmişler ve hep bunlar müslümanların gücüne gitmiş idi. İşte bütün bunlar (........) düsturunda telhıs edilerek i'lânı harbin sebebi icmal buyurulmuş ve müslümanlar def'ı fitne için fisebilillâh ya gazi veya şehid olmağa terğib kılınmıştır. Sebeb-i nüzul hassi se de nazım, mahiyyeti fitnenin mahiyyeti katlile mukayyesini ifade ettiğinden hüküm eamdır.

Maamafih (........) Mescidi haram yanında, Mekke içinde evvelâ onlar size kıtale başlamadıkça siz de onlara kıtal etmeyiniz, lâkin (........) onlar size kıtal eder de birinizi öldürürlerse siz de onları öldürünüz, (........) kâfirlerin cezası böyledir. Hamza, Kisaî, Halefi âşir kıraetlerinde (........) okunur ki, Mescidi haram yanında onlar sizden birini öldürmedikçe siz de onları öldürmeyiniz, eğer onlar sizi öldürürse siz de onları öldürünüz. -Bundan anlaşılır ki, Haremi Kâ'be ve Mekkei Mükerreme içinde taarruzan katil, caiz değildir, ilk vazife yalnız ıhracdır, fakat orada katil yapan katlolunur. Hattâ Mekke içinde bir katil yapan Haremi Kâ'beye iltica ederse orada yine katil caiz değildir, çıkarılır da kısas edilir (........) lâkin Haremi şerif içinde katil yapan orada katledilebilir. Bu emir makablini muhassıstır. Ahkâmı Kur’ân’da der ki, «hıtabı vahidde nasıh ve mensuh bulunamıyacağı, nesakı tilâvet ve nizamı tenzil de bu iki ayetin bir hıtabda nüzulünü iş'ar ettiği ve hılafına bir nakli sahih, mevcud olmadığı cihetle (........) makablini nasıh olmayıb mübeyyin olduğu gibi bu nehiy de (........) emrinin umumunu nasıh değil muhassıs olur. Sonra bu nehide hiç bir emrile mensuh değildir, muhkemdir. Gerçi (........) emri sonra nazil olduğunda ıhtilâf yoksa da bunun işbu (........) nehyine müretteb olarak ı'mali mümkin olduğuna göre nesha delâleti yoktur. İbn-i Abbas ve Ebû Şureyhi Huzaî ve Ebû Hureyre hazaratından rivayet olunduğu üzere fethi Mekke günü aleyhissalatü vesselam irad buyurduğu hutbede «ey nas, Allah teala Semavat-ü Arzı halk eylediği gün Mekkeyi muhterem kıldı ve o benden evvel kimseye halâl kılınmadı, benden sonra da kimseye halâl kılınmıyacaktır. Bana da ancak bir günün bir saatinde halâl kılındı ve yine Yevmi kıyamete kadar muhterem oldu» buyurmuştur ki, bu bir saat de müşrikler tarafından orada ikaı katl edildiği saat demektir. Ve bu Hadîs-i şerif işbu âyetteki nehyi mukayyedin muhkem olduğuna delâlet eder. Buna karşı Rebi' ve Katedenin buna mensuh demeleri Peygamberden bir rivayet olduğu ma'lûm değildir. Kendi ictihadları olmak üzere telakkı edilebilir.» ilah... bu suretle bu hüküm bakıdir, nesıh sabit değildir.

191 ﴿