198

rabbınızın fazlından ticaret istemeniz size günah değildir, derken Arafattan ifaza ettiniz mi Meş'arı haram yanında Allah’ı zikredin hem onu size doğrusunu öğrettiği gibi zikredin, doğrusu siz bundan evvel cidden şaşırmışlardan idiniz

(........) rabbınızın her hangi bir fadl-ü atasını taleb etmenizde size hiç bir cünha ve günah yoktur. Yani velev hacc aylarında olsun kesb-ü ticaret ile erzakınızı, levazımınızı kazanmaktan memnu' değilsiniz.- Evamiri sabıkaya riayet şartiyle hac, ticarete, kazanca mâni değildir. Deniliyor ki, Arablar cahliye devrinde hac mevsimlerinde Ukâz, Mecenne, Zülmecaz gibi pazar ve panayırları açarlar ve onlardan te'mini maişet eylerlerdi, dini islâm gelince hacde bunlardan sakınmağa başlamışlar, bu âyet de bunun hakkında nâzil olmuştur. Sonra (........) Arefattan ifaza ettiğinizde yani Arefe günü Arefat dağında an cemaatin vakfeden boşanıb (........) Meş'ari haram civarında yani Müzdelifede Allah’ı zikredin. -ki, bu gece akşam ve yatsı namazlarının burada birlikte kılınması bu zikremrinin tatbikıdır. Zira nâmaz en büyük zikirdir. Bundan başka (........) ve Allah size böyle güzel hidayetler bahşettiği gibi siz de orada tevakkuf edib telbiye, tehlil ve dualarla, bilebildiğiniz güzel güzel zikirlerle onu yadedin. (........) Bilirsiniz ya siz bundan evvel dalâletler içinde idiniz, iman-ü taattan haberiniz yok, ne yabdığını bilmez şaşkınlar güruhundan idiniz.»

AREFAT: Arefe günü huccacın vakfeye durdukları dağın ismidir ki, Mekkeye on iki mil mesafededir. Ve oradaki dağların en mürtefiidir. Zilhıccenin sekizinci gününe yevmi terviye denildiği gibi dokuzuncu gününe de yevmi Arefe denilir. Ve bu gün Arafatta vakfeye çıkılır. Esas itibariyle Arefe kelimesinin cem'i, veya cem'i gibi olan Arefat isminin bu dağa ne sebeb ile alem olduğu ve bunun mürtecel mi, müştak ve menkul mü olduğu hakkında müteaddid kaviller vardır. İştikaka kail olanlar da tanımak mânasına ma'rifetten veya itiraftan veya rayihai tayyibe manâsına «arf» dan müştak olduğunda ıhtilâf etmişlerdir. Bu ıhtilâflar ile vechi tesmiye sureti kat'iyede tesbit edilmiş değil ise de her biri cebeli Arefatın bir hasletini irae etmiş olmak itibarile isimden ziyade müsemmanın tavsıfine hadim olmuştur. Hazret-i Adem ile Havvanın burada telâkki edip birbirlerini tanımış olmaları, Hazret-i İbrahimin burayı görünce tavsıfatı mütekaddime ile tanımış olması, müşarünileyhin hıtabı cibril ile menasiki haccı burada tanımış olması, Hazret-i İsmailin, validesinden bir müddet ayrılıb badehu burada telâki ederek tanışmış olmaları, huccacın burada birbirlerile güzel bir suretle tanışmaları, burada vakfeye duranların Hak teâlânın rububiyet-ü celâlini, samediyyet-ü istignasını ve insanlığın meskenet-ü ihtiyacını itiraf etmeleri, nihayet, huccacın habaisi zünubdan temizlenerek indallah lâikı cinan olan revayihi tayyibei ma'neviye iktisab etmeleri, hakikaten cebeli Arefatın evsafındandır. Arefe ve

Arefat ikisi de bu dağın ismidir. Yevmi arefe buna muzaftır, bunun günüdür. Yevmi iyası küffar, Yevmi ikmali din, Yevmi itmamı ni'met, Yevmi rıdvan isimleri dahi yevmi Arefenin esmaı mahsusasındandır.

MEŞ'ARI HARAM; esahhı rivayete göre Müzdelifede Cebeli kuzah dahi tesmiye olunan ve üzerinde «mîkade» tabir olunur alâmeti muhtereme demek olan üstuvanî bir taş bulunan bir tepedir. Mukaddema burada odunlarla ocaklar, Harunı Reşid zamanında büyük mumlar, daha sonra büyük kandiller yakılırdı, ahıren üzerine bina yapılmıştır. Asıl Meş'arı haram bu, indelmeş'arilharam da Müzdelifedir. Arefatın «Urene» deresinin içinden başka her tarafı mevkıf olduğu gibi Müzdelifenin de «Muhassir» deresinden maada her tarafı mevkiftir. (........) buyurulması vadii Muhassirin istisnasiyle müzdelifeye ve kurbi meş'arde zikrin efdaliyyetine işarettir. Gerek Arefat ve gerek Müzdelife vakfeleri hakkında müteaddid ehadisi şerife vardır. Ezcümle: Resulullah (........) = hacc, Arefe demektir, Arefeye yetişen hacca yetişmiş olur» kezalik müzdelifede (........) =bizimle beraber bu namazı kılan ve bizimle beraber şu mevkife duran ve ondan evvel gece veya gündüz Arefede vakfe yapmış olan kimsenin haccı tamam olur ve tavaf yapıb ihramdan çıkması zamanı gelir» buyurmuştur.

Herkes Arefatta vakfe yaparken Kureyş ve onların dindaşları olanlar, ya'ni yukarılarda beyan olunduğu üzere hamaseti diniye iddiasiyle «humus» namiyle yad olunanlar Arefata çıkmazlar da cemaatleriyle Müzdelifede dururlar ve «biz ehlullahız ve huddamı haremiz» diye diğer nasa takaddüm ve tefevvuk etmek isterler, onlarla mevkifte müsavata razı olmazlardı. Bu sebeble şu âyet nazil olmuş ve Arefatta bulunmanın vücubuna delâleten buyurulmuştur ki,

198 ﴿