200nihayet menasikinizi bitirdiniz mi vaktiyle atalarınızı andığınız gibi hattâ daha şiddetli bir anışla Allah’ı anın, zikredin, çünkü nâsın kimisi "rabbena, der bize Dünyada ver" buna Ahırette kısmet yoktur (........) Badehu menasikinizi, ya'ni hacca müteallik ibadetlerinizi bitirdiğinizde (........) mukaddema atalarınızı yad-ü tezkâr ettiğiniz gibi şimdi de öyle (........) ve hatta daha kuvvetli bir surette Allah’ı zikrediniz.- Bu zikir emri de hacc akıbinde (Mina) günlerine işarettir. Kablelislâm Arablar âdetleri veçhile menasiki hacci bitirdikten sonra Minada mescid ile dağ arasındaki mevkide tevakkuf ederler, atalarının mefahirini ve eyyamı mahsusalarını yad-ü tezkâr eylerlerdi, bunun yerine şimdi Manada zikrullah ile iştigal emrolunarak o âdetin ref'ine ve bundan başka hacdan alınan intibahı kudsînin idamesi lüzumuna işaret buyuruluyor ki, Şeytan taşlamak ve tekbirler almak, bunun son bir hatırai bergüzidesidir. Ve bu suretle kelimei tevhiddeki nefyi şirk ma'nası bütün levazımı ameliyesiyle fi'len gösterilmiş oluyor. Bu âyetle gösteriliyor ki, haccın netaici hasılesi yalnız atalar hatırası gibi dar bir sahada tevakkuf ederek onların yadı hayalile gururlanmak değildir. Ehl-ü iyalinden, vatanından ayrılıp mallar sarfederek, meşakkatleri ıktıham eyleyerek seferi hacca tahammül eden, gurbetin, ihram ve vakfenin te'siratı ruhaniye ve cismaniyesi altında bütün bir deryayı ictimaîye dalıb kadim bir tarihi mukaddesin şeairi ulviyesi arasında hayatı beşerin tahavvulâtı, âlemin safahatı rakikasını seyreden, fânilerin acizlerini, bakînin sirri bakasını sezen âkıl-ü kâmil insanların bu ibadetten alacakları intibahi ruhî her türlü âsârı şirki atıb vahdeti külliyyeye doğru yürümek nefsin gururı şahsî ve ailevî ve kavmisini, tabiatın sevaıkı şehevaniyesini, levhı ruhun nukuşı batıla ve zailesini silib Allah’a dua ve tedarru' ve istiğfar'ü ınkıta ile zikri daim içinde arzı ıhtısas etmek ve kalblerde nurı vahidi ilâhînin tecellisini görmek gibi bir akıbeti hasene ile neticelenmelidir. Böyle amma, insanların hepsi bu gayeye irmek için zikr-ü dua eder mi dersiniz? Hayır (........) şu nasın bir kısmı vardır (........) ey rabbımız bize vereceğini Dünyada ver der (........) ve bunun Ahırette hiç bir nasıbi veya hissai talebi olmaz, bütün himmeti Dünyaya maksurdur. -İmam Fahruddini Razî tefsirinde der ki, «saadetlerin meratibi üçtür: ruhaniye, bedeniye, hariciye. Saadeti ruhaniye ikidir: birisi ilm ile kuvvei nazariyenin istikmali, biri de ahlâkı fazıla ile kuvvei ameliyenin istikmalidir. Saadeti bedeniye de ikidir: sıhhat, cemal. Saadeti hariciye de ikidir: mal, cah (........) talebi de bu kısımlardan her birine şamildir. Çünkü ilim Dünyada tezeyyün ve akrana takaddüm için taleb edilirse Dünyadan olur. Kezalik ahlâkı fazıla dahi Dünyada başa geçmek ve masalihi Dünyayı zabt-ü idare etmek için istenirse bu da Dünyadan olur, ba'sü meade imanı olmıyanlar da gerek ruhanî ve gerek cismanî her hangi bir fazıleti taleb ederlerse ancak Dünya için taleb ederler. |
﴾ 200 ﴿