14

İnsanlara: Kadınlar, oğullar, yüklerle altun ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden şehevat sevgisi bezendi; fakat bunlar Dünya hayatın geçici metâ'ı, halbuki Allah, akıbet güzelliği onun yanındadır.

(........) şehvetle alâkası çok olan, ayni şehvet gibi kesilmiş bulunan şeylere mahabbet yahut mahza şehevat için sevilen, ezcümle şu zikredilen şeyler nasa çok zinetli gösterildi, bunları pek hoş gördüler, sevilecek şey bunlar zannettiler.» -Bir bunların meşru' birer nı'met olması haysiyeti, bir de hayalî gayri meşru' bir şey'e sebeb olması haysiyeti vardır.

Birincisinde müzeyyin Allah, ikincisinde müzeyyin Şeytan ve cehaleti beşerdir ki, zemmi ve fenalığı bu haysiyetledir. Şehvet, nefsin arzu ettiği şey'e atılışıdır ki, gönül çekmek ta'bir olunur. İfratına hırs-u şereh denilir. Lisanımızda şehvet, iştihadan ehassolarak mütearef ise de aslında değildir. Burada şehevat, ayni şehvet kesilmiş müşteheyat ma'nasına olarak maba'dile müfesserdir. Maamafih (........) mef'ul ma'nasına alınarak şehevat kendi ma'nasında bırakılmak ve ma'badi hubbün beyanı olmak da muhtemildir. (........) evlâd ve hele oğullar, demektir. Bunda kadınlar tarafından melhuz olan hubbi şehevata da bir îma vardır. Zira nas eamdır. Fakat sarahaten zem erkeklere tevcih olunmuş ve kadınlar sevmek değil, sevilmek mevki'ınde gösterilmiştir. (........) KANATIR kantarın cem'idir. MUKANTARA kantarlanmış demektir. Kantarların kantarlanması darb suretile teksir ve mübalega içindir. Hisab ıstılâhiyle lâekal «kantarlar murabba'ı» demek gibidir. Kantar a'zamî bir vezin mıkyasıdır ki, muhtelif zamanlarda muhtelif akvamda, mütefavit surette kullanılmıştır. Meselâ bir zamanlar Afrika ve Endelüste sekiz bin miskal, sonra yüz rıtıl bir kantar addedilirmiş, Hazret-i Peygamberden bin iki yüz ukye veya on iki bin ukye veya bin iki yüz dinar diye üç rivayet de zikrediliyor. Itlakına nazaran bir adedi mahsus ifade etmeyib en yüksek vezinde bir çok şey

demek olur. Netekim Arabda kantar bir vezni gayri mahduddur. Veya Yerle Gök arası mal demektir diye de rivayatı Lûgaviyye mevcuddur.

İşte böyle şehevat mahabbetini pek güzel bir şey zannetmeleridir ki, kendilerini her fenalığa sürükler, bu müşteheyata böyle mahabbet ise göründüğü gibi güzel bir şey değildir. Bunların gayei emel ittihaz edilmeğe değerleri yoktur. Nihayet bunlar alçak bir hayat metaıdır.

İnsan bırakır hepsini hiyni seferinde

Dönüb dolaşıb varılacak, gayei emel ittihaz edilecek şey bunlarda değil, Allah yanındadır ki, bu hayatı Dünyadan geçilib Allah’a varıldığı zaman irilir. Binaenaleyh o şehevat, hayatı Dünyayı geçirmek ve Allah’a gitmek için intifa' edilmek üzere verilmiş vasıta olmak itibarile mintarfillâh birer ni'met iseler de bu alçak hayata ve bunun metaı olan şehevata mahabbet etmek ve bu yüzden Allah yanındaki hüsni meabı feda eylemek ne kadar budalalıktır, ne kadar alçaklıktır.

Bunları anlatmak için:

14 ﴿