55

o vakit ki, Allah buyurdu: ya İsa! emin ol ben seni eceline yetireceğim ve seni bana ref'edeceğim ve seni o küfredenlerden pâkliyeceğim ve sana tabi' olanları o küfredenlerin kıyamet gününe kadar fevkında kılacağım, sonrada hep dönümünüz banadır, ıhtılâf edib durduğunuz şeyler hakkında o vakit aranızda hükmü ben vereceğim

(........) Zira Allah o mekreden sui kasd yapan kâfir zalimlere rağmen İsaya dedi ki, (........) ya İsa seni beni vefat ettireceğim ve bana refedeceğim ih..» -Tevefiyy, «vefa» dan me'huz olarak esası lûgatte istifa gibi temamen kabzedib almaktır. Lâkin ziruha ve bilhassa insana taalluk ettiği zaman vefat ettirmek yani eceline yetişdirib ruhunu kazbetmek manâsında zahir ve mütaareftir. Binaenaleyh bir delil bulunmadıkca diğer bir manâ ile te'vili caiz bulunmaz. Lâkin burada mekir manâsiyle alâkadar bulunmak üzere surei «Nisâ» da (........) âyeti onların Mesih İsa İbn-i Meryem Resulullahı ne katil, ne salbedemediklerini ve lâkin şüpheye düşürüldüklerini sarahaten beyan etmiş, Hazret-i Peygamberden dahi «İsa ölmedi yevmi kıyametten evvel size dönecektir = (........) Hadîs-i şerifi gibi hadîsler dahi varid olmuş bulunduğundan buradaki (........) az çok hılafı zahir bir manâ ile te'vil olunmak ıktiza etmiştir. Bunun için müfessirîn burada yedi sekiz kadar manâ beyan eylemişlerdir ki, bir kaçını zikredelim:

1- Teveffi vefat manâsınadır. Ancak maba'dinde harfı atfolan (........) ne mukarenet, ne de tertib ıktiza etmiyeceğinden burada nükteli bir takdim-ü tehir vardır. Refi' evvel, teveffi sonra olacaktır. Bu manâ Katadeden mervidir. Yani İsa o sui kasd sırasında Allah’a refedilmiş onlar katl-ü salb ettik zannetmişler, lâkin ölmemiştir. Maamafih kıyametten evvel vefat edecektir. Zira Allah (........) buyurmuştur. Müslümanlar beyninde meşhur olan manâ ve akide de budur. Çünkü bunda hılâfi zahir denecek bir te'vil yok demektir. Bizce bu tefsir ve akidenin hasılı şu demek olur: Kelimetün minallah olan ve ruhulkudüsile müeyyed bulunan Mesih İsanın ruhu daha kabzedilmemiştir. Ruhunun eceli gelmemiştir. Kelime daha Allah’a rücu' etmemiştir. Onun daha Dünyada göreceği işler vardır. Bu bir bakai ruhdur. Fakat Hıristiyanların dediği gibi uhrevî, ebedî bir bakai ruh da değildir, bir bakai berzahîdir. Onun kıyametten evvel, eceli gelecek vefat edecek, kabzolunacaktır. Ahıret de badelmevt bir ba's bir neş'eti uhrâ olacaktır, ruhı İsa kabzedilmemiş olunca, İsanın Allah’a ref'i, yerden kalkması hasebiyledir. Ortadan kalkan Allah’a yükselib rücu' eden odur. Binaenaleyh İsanın haberler de varid olan Semaya ref'ile Kur’ân’da varid olan Allah’a ref'i haysiyyetini birbirine karışdırmamak ıktiza eder. Çünkü Sema' esmai İlâhiyyeden değildir. Hıristiyanlar Semaya Allah, Allah’a Sema diyorlarsa da islâmda caiz değildir, O halde (........) diye tevil olunmamak lâzım gelir. Zira İsanın Allah’a ref' olunan cismi, semaya ref' olunan da henüz kabzedilmemiş olan ruhudur diyebiliriz. Ve bu Sema Semaı Dünya olan maddî Sema değil ruhanî Semai rabiadır ki, leylei mi'raçta Rasulullah İsayı orada, Harunu beşinci, Mûsayı altıncı, İbrahimi yedinci Semada görmüştü. Şu halde İsanın Semaya ref'i ve kıyametten evvel Semadan nüzul ve rucuunu natık ahbar ve ehadisi, Allah’a ref'olunan cismi İsaya sarf etmemelidir. Ruhı İsa böyle bir bakai muvakkatle baki olduğu gibi diğer Enbiya da böyledir. Kabirlerindeki Enbiya haydirler. Netekim Kütübi Fıkhiyede musarrahtır. Her Peygamberin eceli ruhanîsi ümmetinin ecelidir. Eceli ruhanîleri tamam olumuş nice Enbiya vardır ki, Kur’ân’da zikredilmemişlerdir. Yukarıda geçen âyeti ıstıfa' mucebince (........) silsilei ıstıfa'da dahil olan eazımı rüsülün aledderecat Semai ruhanîde bakaları devam etmektedir ki, bunlar da âli İbrahimdir, âli İmran da bundandır. Cesedi İsa Allah’a ref'edilmiş fakat ruhı İsa da kabzedilmemiş, yani ümmetinin eceli gelmemiş, Beni İsrailin suikasdı ve mekrile Nasraniyet mahvolmamış o mekir içinde yaşamış ve ruhı Mûsa maiyyetinde yaşamıştır. Bunun için o mahvoldu zannedilen bir avuç etbaı İsa pek cüz'î bir zaman zarfında bu ruhtan müstefid olarak Yehudîlerin fevkinde bir hayata nail olmuş ve nihayet ba'si Muhammedî ile hepsi ruhı Muhammedî maiyyetine geçmiştir. Ba'dema İsa dahi bütün Enbiya ile beraber Hazret-i Muhammed maiyyetindedir. Bir gün gelecek ümmeti Muhammedin daraldığı bir devirde Allah’ın bir kelimei garibesi olan ruhı Îsa zuhur edecek, ruhı Muhammedî maiyyetinde hizmet edecek ve fakat kıyametten evvel vefat eyliyecektir. İşte bu halin yalnız İsaya tahsısan beyanı hüviyeti İsanın mücerred bir kelimei garibe olması, yani ihyayi mevta gibi en ziyade inkâr edilen bir harika mazhariyetinden ibaret bulunmak haysiyyetiledir. Bu mazhariyet Enbiyanın hepsinde ve hele hakikati Muhammediyyede dahi mevcud ise de o aynı zamanda maruftur, hakikati marufedir. Tamam hakikate muntabık olarak harika ile sünneti camidir. İsa, Adem gibi mebdei tekâmül olan bir şaz, Muhammed gayei tekâmül olan bir hakikattir. Bunun için ruhı Muhammedî biiznillâl ihyayi mevta mucizesinde ruhı isayı istihdam eder. İhyayı mevta İsa da mücerred bir harika, Muhammed de bir kanundur. Ruhı Muhammedînin ıstıfasında ruhı İsanın da bir ıttıradı vardır. Her harika ilk mazhariyyete nisbet olunur. Harikai Muhammediyye maiyyetindeki diğer Enbiyadan gelen harika ıttıradlarına munzam olan hususıyyeti kâmilededir (........)

2- Ya İsa, seni eceline vafi bir surette yetireceğim, sana katili taslit etmiyeceğim, kendi kenidne öldüreceğim ve bana ref'edeceğim.

3- Seni kabzedeceğim ve şahsını yerden alıb bana ref'eyliyeceğim.

4- Seni uyutacağım, bana ref'edeceğim.

Bu ikisi Hasenden ve dördüncüsü Rebiden merviydir.

5- Seni vafi bir surette olduğun gibi ruh ve bedeninle alacağım, bana ref'edeceğim.

6- Bazı ulema da temamen zahiri üzere bırakarak seni vefat ettireceğim, ruhunu kabzedeceğim manâsını vermişler ve Cenâb-ı Allah İsayı ref'edinceye kadar üç saat ve bir rivayette yedi saat vefat ettirdi diye rivayet eylemişlerdir. Fakat bu rivayet zaif görülmektedir. Rivayeti sahiha kablerrefi' ve hiyni refi'de ruhunun kabzedilmemiş olmasıdır. Buna da en muvafık olan evvelkidir. Bu rivayetten nihayet şunu anlıyabiliriz ki, o esnada birkaç saat kadar Nasraniyyetin temamen sönmüş olduğu fikri hüküm sürmüştür.

(........) ve bu ref'ile o küfreden kâfirlerden tathir edeceğim, artık onlarla alâkan kalmıyacak. Onlar sana bulaşamıyacaklar. (........) ve sana cidden tâbi' olanları yahud ciddî veya surî, hakikî veya iddiaî keyfe mettefak dinine tâbi' olanlârı o küfredenlerin kıyamete kadar fevkinde kılacağım. Dini İsaya tabiiyyeti haiz olan cemaat Yehudilere galebe edecek ve kıyamete kadar seyfen veya bürhanen onların fevkında olacaktır.

Buradaki (........) dan murad Hazret-i İsaya küfürlerini ihsas edib mekreden ve onların siretine giden Yehudîlerdir. Fakat Yehudî olmak sıfatiyle değil küfür sıfatiyledir (........) den murad Havâriyyun ve onlar gibi müslimi muvahhid olarak cidden dini İsaya tabi' olanlar mıdır? Yoksa böyle olmasa bile şahsına mahabbet ve onun namına hareket ile velev surî olsun tabi'iyetini haiz olanlar da dahil midir?

Ya'ni ittibaı mutlak, kemaline mi masruftur? Yoksa ıtlakı üzerine cari midir? Evvelki takdirde bu va'd, alelumum Nasarâya değil cidden Ehli tevhid ve İslâm olan ve bütün Peygamberleri musaddık ve İslâm ve tevhidde Havâriyyun ile müttehid ve müttefık olanlara mahsustur ve bu tefevvuk hakikî ve küllîdir. İkinci takdirde ise bunlarla beraber alel'umum Nasarâya dahi şamildir. Ve tefevvuk izafî ve nisbîdir. Bu babda iki rivayet varsa da maba'dindeki ıhtalâf ve hüküm fıkrası umumî olan ikinci ma'nayı ve tefevvukı izafîyi iş'ar etmektedir. Filvaki o zamandanberi ya hüccet veya hükûmetce veya her ikisile tefevvukı hakikî ittibaı hakikî erbabına mahsus olmakla beraber sureti umumiyyede müslim veya gayrı müslim Nesarâ cemaatleri dahi Yehudîlerin fevkında ve onlara hâkim ve galib olagelmişlerdir. Fakat bu ref'in ve bu va'din ma'nası ne İsanın ulûhiyyete iştiraki ve ne etba'ı İsanın hâkimiyeti İlâhiyeden hurucu, ne de fî maba'd âlemîn içinde Nesarâya faık hiç bir ümmet gelmiyecek ve artık etba'i İsa hiç bir zaman mahkûm ve mes'ul olmıyacak demek olmayıb ancak İsaya mekr-ü küfreden Yehudîlerin bu küfürde devam ettikleri müddetçe hiç bir zaman etba'ı İsanın fevkına çıkamıyacaklarını bu da İsanın zatından değil, bir Resul olan İsaya küfür, Allah’a küfr olmasından naşi olduğunu ve binaenaleyh İsaya iman edeceğiz diye Allah’a küfredenler Yehudîlere mahkûm olmamakla beraber Dünya ve Ahıret cezai küfürden âzâde kalamıyacaklarını ve yoksa gerek İsa ve gerek etbaı her zaman tahtı hâkimiyyeti ilâhiyyede bulunduğunu velhasıl o mekre karşı İsayı ve etbaı İsayı taltıf eden bu vaidler imanın küfre, tevhidin şirk-ü ıhtilâfa, istikametin mekre, adlin zulme, Allah’ın mâsivallaha hâkimiyyet ve galebesi demek olduğunu anlatmak üzere buyuruluyor ki, (........) ya İsa bu vaidlerden ve o kâfirlere karşı etbaına bu faikıyyeti verdikten sonra üzerinizde hüküm ve hâkimiyyeti İlâhiyye münkatı' olamıyacak nihayet merci'niz ben olacağım da etba'ınla senin ıhtılâf eder olduğunuz hususatta aranızda yine hükmedeceğim, bu hükm üzerine

55 ﴿