129

Hem Göklerde ne var, Yerde ne varsa hepsi Allah’ındır: dilediğine mağfiret eder dilediğine azâb, ve Allah gafurdur, rahîmdir

(........) bununla beraber (........) dir. Binaenaleyh bunu iyi bilmeli ve yalnız Allah’ın emr-ü hakimiyyetine iman ve ancak onun nusratına i'timad edib ona göre sabr-ü ittika ile mağfiret ve rahmeti İlâhiyyenin tarikına sülûk eylemeli ve «Uhud» vak'asında olduğu gibi zarar görmemek için cihadı asgardan evvel mü'minler cihadı ekber olan müchedei nefs ile ahlâklarını, cemaatlerini, umur ve ahvali dahiliyyelerini ıslâh ve tehzib etmelidirler. Bunun için:

(........)

Demek ki, şimdi ıslâhatı dahiliyye hususunda ilk nazarı dikkate alınacak mes'ele emri ittıka ile alâkadar olan mes'elei ıktisadiyyedir. Ve bunun en mühimmi de ribadan ictinabdır -surei Bakarede riba âyetlerine bak- bunda da ilk iş «ez'afı muzaafe» ribanın kaldırılmasıdır. Ribanın ez'afı muzaafe olması da bir borca güzeştesi zammedile edile faizın re'sülmal kadar veya daha ziyade bir mıkdarı bulması demektir.

Müfessirîn bu kaydin ihtirazî olmayıb o zamanki cereyanı hale göre vukuî olduğunu ve binaenaleyh aslı nehyin alel'ıtlak ribayı tahrime müteveccih bulunduğunu beyan etmektedirler. Bu âyetin «Uhud» vak'asını tezkir sadedinde varid olması bunun ilk nâzil olan nehyi riba âyeti olduğuna delâletten hali değildir. Tahkıkatı Fıkhiyeye nazaran da surei Bakare âyetleri nüzulen bundan muahhardır. Ve hattâ muahhar olmasa bile her halde mukaddem dahi olmadığından lâakal mukarenete mahmul olması lâzım gelir. Ve binaenaleyh riba hakkında nassı hâkim (........) tahrimi mutlakıdır. Şu halde surei Bakarede beyan olunduğu üzere (........) tehlükesini düşünüb

129 ﴿