170Allah’ın fazlından kendilerine bahş ettiği saadetle şadgâm olarak merzuk olurlar, arkalarından şehadetle kendilerine yetişemiyen mücahidler hakkında da şunu istibşar ederler ki, onlara bir korku yok, onlar da mahzun olmıyacaklar (........) O şehidler arkalarından kendilerine lahık olmıyan yani şehid olmayıb berhayat kalan bütün mü'minlerni akıbet havf ve hüzünden kurtulub mes'ud olmalarile müjdelenir, mesrur ve handan olurlar.» Bu surette demek ki, kalanların din-ü Dünya selâmet-ü saadetiyle bekası şehidlerin merzuk oldukları ferah ve sürurun esbabından birini teşkil eder. Diğer bir manâ ile: arkalarında mücahede eden ve henüz şehadetle kendilerine lahık olmamış bulunan müstakbel şehidlerin elveym çektikleri elem ve zahmete rağmen akıbet şehid olarak Dünya ve Ahiret havf ve hüznünden bütün bütün kurulacaklarını ve kendileri gibi mes'ud olacaklarını istibşar ederler de sevinirler. Şu halde geride harbi kaybeden ve şehadetten mahrum kalan ve düşman istilâsı altında inliyen ve alel'husus dinlerinin zıyaı tehlükesine ma'ruz bulunanların halinden haberdar olurlarsa şehidlerin de mahzun olmaları lâzım gelecektir, Demek oluyor ki, Allahü teâlâ şehidlere bunların hallerini ya bildirmiyecek, alâkadar etmiyecek veya bildirdiği surette onları o hüzünden koruyacak ni'meti fazliye memnun edecektir. Çünkü fisebilillâh şehid olanlar (........) dur. Şehidler |
﴾ 170 ﴿