78Her nerede olsanız ölüm size yetişir eflâke ser çekmiş burclarda da olsanız; bununla beraber kendilerine bir güzellik erdimi "bu Allahdan" diyorlar, bir musıbet de değdimi "bu senden" diyorlar, de ki, hepsi Allah tarafından, fakat neye bu adamlar söz anlamağa yanaşmıyorlar (........) Her nerede olsanız ölüm size yetişir, müşeyyed burclarda bulunsanız da ya'ni yüksek kal'alarda veya müstahkem saraylarda hattâ gökdeki yıldızlarda dahi bulunsanız yine gelir bulur. Binaenaleyh ölüm korkusile vazifeden kaçınmak ma'nasızdır. Madem ki, her halde bir ölüm vardır ona her zaman amâde olmalı hayatı Dünyaya bağlanmamalı, vazifeyi seve seve yapmalıdır. (........) Bir de ya Muhammed bir takım kimseler -ve bilhassa Münafıklar- kendilerine bir hasene, bir ni'met veya her hangi bir güzellik nasıb olursa (........) bu, Allah tarafındandır diyorlar, Allahdan biliyorlar (........) ve eğer başlarına bir beliyye veya her hangi bir kötülük gelirse (........) bu senin tarafından diyorlar.» Bu hususta şöyle rivayet olunmuştur ki, «Resulullah Medineye teşrif buyurduğu zaman Medine bolluk ve ucuzluk olmuştu, da'veti Muhamediyye üzerine Yehudîlerin inadı ve Münafıkların nifakı zuhur ettiği sıralarda kaht-u galâ görülmeğe başladı -bunda belki Medinenin galabalanmağa başlamasının da bir alâkası mülâhaza edilse bile yağmurların hılâfı mu'dat az yağması, meyve ve mahsulâtın olmaması gibi ahvali afakıye de vardır- ki, (........) âyetinde her Peygamberin gönderildiği memlekette bidayeten böyel bir şiddet ve zaruretin yüz göstermesi de âdeti İlâhiyye olduğu beyan buyurulmuştur. İşte o zaman Yehudîler ve Münafıklar «biz böyle şum bir adam görmedik bu geleli meyvalarımız az biter oldu ve es'arımız galâlandı, bahalandı» diyorlar, bolluğu ve ucuzluğu Allah’a, darlığı ve bahalılığı Peygambere isnad ediyorlardı. Netekim (........) medlûlünce vaktile Hazret-i Mûsa ile dahi böyle teşe'üm etmişlerdi. Bu âyetin sebeb-i nüzulü bu olmuş, lâkin âyet siyakı beyan i'tibarile ahvali harbiyyeye dahi alâkadar olduğundan hasene ve seyyie, bolluk veya darlık, sıhhat veya maraz, hayat veya memattan başka zafer veya mağlûbiyyet gibi netayici harbiyyeye dahi şâmil bir surette irad olunmuştur. (........) ya Muhammed, de ki, (........) başınıza gelen hasene ve seyyienin hepsi Allah tarafındandır. Onun halk-u takdirelidir.» -Hasene Allah’ın bir ihsanı, seyyie de Allah’ın bir hızlânıdır. Bu, böyle iken (........) bu adamların ne çıkarı var (........) bir sözü veya hâdiseyi fıkhiyle ya'ni sirr-ü hikmetiyle anlamağa yaklaşmazlar da Allah tarafından başlarına gelen felâketi Peygambere isnad etmeğe kalkışırlar.»- Şimdi de öyle bizi neye dine da'vet edib duruyorsun, küfür de Allahdandır demeğe kalkarlar, çünkü söz anlamamak yüzünden (........) denilince bir taraftan bundan kesb-ü iradei beşeri nefiy, ef'ali ıbadda cebr ma'nâsını çıkarmağa kalkışırlar. Diğer taraftan öyle ise mes'uliyyet nerde kalır? Allah i'tikad ve iymanın tabiat tasavvurundan ne farkı olur, Allah’a seyyie nasıl isnad olunur. Allah’ın muzırr olan bir şeyi yaratması nasıl caiz olur? Gibi şüphelere saplanırlar. Bu noktada ya Muhammed, hıtaba lâyık ve kelâmı hakkı anlayacak olan sensin dinle: |
﴾ 78 ﴿