84

Onun için Allah yolunda çarpış, ancak nefsinden başkasiyle mükellef değilsin, mü'minleri de çarpış, ancak nefsinden başkasiyle mükellef değilsin, mü'mileri de çarpışmağa teşvik et, me'muldur ki, Allah a küfretmekte bulunanların tazyikını defetsin, Allah tazyikce de daha şiddetli tenkilce de daha şiddetlidir

(........) bizzat sen fî sebilillâh mukatele et (........) sen ancak nefsinle mükellefsin, kendi fi'linden mes'ulsün o halde yalnız da kalsan bu vazifeni ifa ile (........) mü'minleri de teşvik-u terğıb et ki, (........) kâfirlerin zarar ve kuvvetini

Allah’ın menetmesi kaviyyen me'muldür, ya'ni mev'uddur.»- Bu âyet Bedri suğra seferi hakkında nâzil olmuştur. Sûrei Âli Imranda (........) âyetinde izah olunduğu üzere Resulullah Uhud harbının nihayetinde Ebû Süfyana karşı bir sene sonra Zilka’dede Bedri suğra mevsimine muvaade etmiş söz vermiş idi. Miy'adı gelince nâsı da'vet etti ve fakat bir takımları çekindi. Binaenaleyh bu âyet nâzil oldu ve Resulullah «ben yalnız kalsam yine giderim» buyurdu ve yetmiş süvari miyanında hareket etti, Allahü teâlâ da kâfirlerin kalbine bir korku verdi ve caydırdı «Merri Zahran» dan döndüler, Hazret-i Peygamber de maı'yyetiyle birlikte Bedrde sekiz gün kaldılar ve ticaret yaptılar, bu suretle «Keffi be'si kefere» va'di ilâhîsi de keferei Kureyş aleyhine tahakkuk etti. Bunun sureti umumiyyede tahakkuku da nüzuli İsa mes'elesi olacağı söylenmiştir. Resulullah işbu «Bedri sugrâ» vak'asında bu emre tevfikan tek başına gitmeğe kıyam buyurduğu gibi buna imtisalen Hazret-i Sıddık da vefatı Peygamberî üzerine zekâttan imtina' eden mürteddîne karşı böyle yapmış ve hılâfeti Resulullaha istihkakını bununla da isbat etmiş ve muvaffak olmuş idi.

Evet, kâfirlerde be's-ü kuvvet bulunabilir (........) ve fakat Allah kuvvet-ü kudretce onlardan hem pek çok yüksek, hem de tenkil-ü ta'zibi onlarınkinden çok şiddetlidir. Binaenaleyh kâfirlerin kuvvetinden korkub da Allah’a ısyan etmemeli, Allah’ın kudret ve azabından korkub da Allah’a itaat etmeli ve kâfirlere karşı gelmelidir. Bunun için ya Muhammed, sen kendin fîsebilillâh harb et ve mü'minleri tahris-u tergib de eyle, zira bu bir şefaat demektir. Halbuki

84 ﴿