114Onların fızıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur, ancak sadaka vermeyi veya bir ma'ruf işlemeyi veya insanların arasını düzeltmeyi emreden başka, ve her kim bunu Allah’ın rızasını arayarak yaparsa yarın biz ona büyük bir ecir vereceğiz (........) onların fısıltılarının, tebyiti kavl için ictima' edib gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur (........) ancak bu miyanda sadaka veya bir ma'ruf veya beynennas bir islâh emredenler, bu üç maksaddan biri için toplanıb gizlice konuşanlar müstesna. (........) ve her kim bunları Allah rızası için yaparsa (........) yarın ona büyük bir ecir veririz.»- Demek ki, başka bir maksadla değil, Allah rızası için olmak şartiyle bu üç maksadla değil, Allah rızası için olmak şartiyle bu üç maksaddan birisi için akdi ictima' edib gizlice konuşmak müşavere ve müzakere etmek caiz ve hatta medubdur. Bunların haricindeki ictimaat ve müzakeratı hafiyyede ise hiç bir hayır yoktur. Mü'minlerin bunlardan sakınmaları ve bu gibi ictimaata iştirak etmemeleri ve hattâ men' eylemeleri lâzım gelir. SADAKA, MA'RUF, ISLAHI BEYN; Bu üç kelime a'mali hayriyyenin hepsine şamildir. Zira nâsa müteaddi olan ameli hayr ya iysali menfeat veya def'i mazarrat içindir. Menfeat ise ya mal vermek gibi cismanîdir. Sadaka ile bu nev'a işaret olunmuştur. Veya ruhanîdir. Emir bilma'ruf ile de bu nev'a işaret olunmuştur. Islâh beynennâsda def'i zarar kısmına işarettir. Görülüyor ki, bütün bunlarda va'di ecir emre değil, (........) diye fi'le ta'lık edilmiş ve Allah rızası için olmakla da takyid olunmuştur. |
﴾ 114 ﴿