107Eğer bunların bir vebâle müstehıkk olduklarına vukuf hasıl edilirse o vakıt ercah olan bu ikinin yirine bunların aleyhelirnde bulundukları mukabil taraftan diğer iki kişi dikilir şöyle yemin ederler: "billâhı bizim şehadetimiz onların şehadetinden daha doğrudur ve hakkı tecavüz etmedik, şübhesiz o takdirde zalimlerden oluruz" (.........) Ba'dehu, ya'ni hukümden sonra bu iki şahidin isme müstehık olduklarına, ya'ni hakıkati tahrif etmek gibi bir günah işlediklerine muttali' olunursa o zaman (.........) o iki şahidin veya vasıynin makamlarına (.........) evlâ ve akdem olan bu iki şahidin veya vasıynin aleyhlerinde günaha müstehık oldukları, ya'ni haklarına tecavüz ettikleri kimselerden diğer iki şahid kaim olur. -Hafs kıraetinde ma'lûm sıgasiyle (.........) okunur (.........) bunun faili olur. Sair kıraetlerin hepsinde ise mechul sigasiyle (.........) okunur. Sonra sairlerinde yine (.........) okunmakla beraber Asımdan Ebû Bekir, kezalik Hamze ve Ya'kub kıraetlerinde (.........) okunur. Şu halde (.........) okunduğuna göre ma'nâ «müstehakkun aleyh olanlardan, ya'ni haklarına tecavüz edilmiş bulunanlardan diğer iki şahid o birlerinin makamına kaim olur. O zaman bu iki evlâ ve ehaktırlar.» Demek olur ki, bu surette (.........) takdirinde haber veya (.........) dan bedeldir. Evvelin cem'i olan (.........) kıraetlerine göre ma'nâ ise «evvelki müstehakkun aleyh olanlardan diğer iki o birlerinin makamına kaim olur» demektir ki, hepsinin meali birdir. Ve Murad o iki şahidin veya vasıynin karşısında hasm olan verese demektir. İlk önce evvelki iki kişi vasıy veya vasıyyet şahidi olduklarından yeminleriyle sözleri racih idi, bilahare, ya'ni ba'delhuküm mu'teber bir delil ile hıyanetlerine ıttıla' hasıl olunca bu def'a söz ve yemin evvelce mahkûmün aleyh olan ve bu kerre münkir ve zâhiri hal müdde'isi bulunan vereseye teveccüh edecek ve onların makamına bunlar kaim olacaktır. Binaenaleyh veresenin bu kerre de ma'nâyı ma'rufiyle şâhid vaz'ıyyetinde bulunmadıkları bellidir. O halde bunların iki olması şart olmayıb bir de olsa huküm yine böyle olmak lâzım gelir. Binaenaleyh (.........) buyurulması şahid de olduğu gibi vahidden alel'ıtlak ıhtıraz için değil, evvelâ sebeb-i nüzule nazaran vukuîdir. Saniyen mes'elede evvelki şahidlerin vasiy bulunmaları takdiri de âyetin mufadı cümlesindendir. Vasıylerin hıyanetlerine ıttıla hasıl olduğu takdirde ise azillerile yerlerine diğerlerinin nasbı lâzım gelir. Binaenaleyh meyyit tarafından vasıyyi muhtar olarak nasbedilmiş olan iki kişinin evvelâ emin olmak üzere yeminleriyle kavilleri tasdık olunduktan sonra hıyanetlerine ıttıla' hasıl olunca azilleriyle yerlerine aynı aded de vereseden iki kişinin nasbı hususuna dahi işaret buyurulmak üzere (.........) buyurulmuştur. Bunun içindir ki, vasıyyi muhtarın hıyaneti iddia edildiği zaman eğer deyn da'vası ise muhakemenin hıtamile hıyanetin sübutundan sonra ve fakat ayin da'vası ise muhakemenin cereyan edebilmesi için evvel emirde vasınin azl ile işten el çektirilmesi lüzumu ve ba'delmuhakeme hıyanet sabit olmayıb şüphe zail olduğu takdirde hâkim tarafından tekrar nasbedilebileceği kütübi Fıkhıyyeyi Hanefiyyede mücmaun aleyh olmak üzere musarrahtır. Bunlardan başka bu âyet şunu da gösteriyor ki, «ba'delhuküm defi', mesmu'dur.», «kesbi kat'ıyyet eden bir hukümden sonra delâili cedide zuhur ederse muhakeme i'ade olunur.». Hasılı bu iki âyet, şehadet, vasıyyet, yemin, tercihi beyyinat mesaili itibarile bir çok esasatı hukukıyyeyi muhtevi gayet beliğ ve veciz birer asıldır. Bu suretle tarafeynin vaz'ıyyeti tahavvül eder, evvelkilerin makamına tarafı mukabilden ikisi kaim olur ve bu def'a yemin bunlara teveccüh eder de onlar defi'lerini isbat edemedikleri surette bunlar (.........) billâhi bizim şehadetimiz onların şehadetinden daha hak, daha doğrudur (.........) ve biz bu şehadetimizde hakkı tecavüz etmedik (.........) çünkü tecavüz ettiğimiz takdirde muhakkak zalimlerden olduğumuzda şübhe yoktur.» Diye kasem ederler, yeminlerile kavilleri tasdık olunur. -Buradaki (.........) dan murad (.........) âyetinde olduğu gibi yemin demek olduğu beyan olunuyor. Zira esasen şehadet ilmi şuhudî ile yakınen ıhbarı hak demek olduğundan gayır aleyhinde şehadete hem (.........) gibi ıkrara, hem de yemine, ya'ni kasem ile te'kid ve takviye edilen habere dahi ıtlak olunur ve vasıyyet ma'nasına da gelir. Binaenaleyh burada yemin ile tefsir edilmesinden yemine yemin gibi iki kerre kasem ma'nası tevehhüm olunmamalıdır. Murad «bizim ilmi yakînimizi ifade eden haberimiz, kavlimiz» demek olduğu zâhirdir. |
﴾ 107 ﴿