47

Onlar gibi olmayın ki, diyarlarından çalım satarak ve nâsa gösteriş yaparak çıktılar ve Allah yolundan men'ediyorlardı, Halbuki Allah bütün amellerini çenber içine almıştı

(.........) Ve o mağrurlar gibi olmayın ki, (.........) diyarlarından çalım ederek fahr-ü gurur ile ve halka nümayiş yaparak çıktılar, (.........) ve Allah yolundan men'ediyorlardı (.........) Halbuki Allah onların bütün amellerini muhıttır. -Her ne yaparlarsa hepsini ılm-ü kudretiyle kuşatmış çevirmiştir. Ruveyste (.........) okunur.

Ya'ni hepinizin amellerinizi muhıttır.- Hiç birinizin iyi veya kötü hiç bir ameli yoktur ki, ona varmasın, ona müntehi olmasın, onun ılmi, onun hukm-ü hâkimiyyetiyle ihata edilmiş bulunmasın. Akıbet sevabı ve ıkabı ile taltıf veya tecziye edilmesin. Böyle her yaptığınız ve yapacağınızla Allahü teâlânın tahti ihatasında bulunduğunuz halde nasıl olur da bunu düşünmez öyle çalım ve iftihar riya ve nümayiş ile hareket eder, haddinizi tecavüze kalkarsınız. Netekim müşrikler Mekkeden böyle çıkmışlardı. Çıkıb Cuhfeye vardıklarında Ebû Süfyanın gönderdiği âdam geldi «dönünüz kervanınız selâmeti buldu» haberini yetiştirdi, Ebû Cehil de «hayır, vallahi ta «Bedr» e kadar varıb şarablar içmeyince ve çengi cariyelere sazlar çaldırmayınca ve orada bulunan Arablara yemekler yedirmeyince dönmeyiz» dedi ve filvaki' «Bedr» e kadar geldiler. Fakat ve fakat yedikleri kılıc, içtikleri ölüm peymanesi, sazları feryad-ü figan, kucakladıkları azâb-ü husran oldu. O fahr-ü gururun, o riya ve nümayişin akıbetine misal olmak üzere: (.........)

47 ﴿