2

bundan böyle yer yüzünde dört ay istediğiniz gibi dolaşın, şunu da bilin ki, siz, Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz, Allah her halde kâfirleri rusvay edecek

(.........) İmdi bundan ı'tibaren Arzda dört ay siyahat ediniz -SİYAHAT, suyun tabiati üzere akması gibi kolayına geldiği veçhile Arz üzerinde şehirlerden ve ma'murelerden uzaklara varıncıya kadar istediği yere gitmek ve seyretmektir. Bu suretle siyahette serbes ve vasi' bir seyr-ü hareket vardır. Sonra şeraitı mu'tâde tahavvüle uğrıyacağından esnayı seyahatte yemek içmek hususunda da bir nevi' imsâk ve riyazat ıktiza edeceği ve hattâ bu sebeble sâimîn seyyaha teşbih edildiği cihetle seyahat ehemmiyyetli bir hazırlığı istilzam eder. Bu ise bir vüs'at ve refaha mütevakkıf bulunur. Bunun için siyahat ediniz» emrinde «gidiniz seyr-ü sefer ediniz» emrinden fazla bir terfih ve müsaade ma'nâsı ve ziyade bir ihtiyat ve hazırlık ıhtarı vardır. Ve bu emirden murad behemehal siyahati emir ve icab değil bir ibaha ve ıtlaktır ki, şöyle demek olur:

Ey bu haber kendilerine vasıl olan muâhid müşrikler: birdenbire ve habersiz bir surette muâhedenizin nakzıyle gadre uğratılacağınızı zannetmeyiniz. Bu andan i'tibaren size dört ay mühlet var. Bu müddet zarfında katl-ü kıtal veya sair bir suretle taarruzdan masûn ve dilediğiniz gibi geniş geniş hazırlanmakta serbes ve muhtarsınız. Ondan sonra münasebet temamen munkatı' ve hali harb kaim olacağından bu müddette kendiniz için iyi düşününüz, her ihtiyatı yapınız: harb tedarükü görmek, tahassun etmek, kaçacak veya iltica edecek yer hazırlamak gibi muvafık görüb arzu edeceğiniz hususatın tesviyesi zımnında gerek dârı islâm ve gerek sair aktarı Arzda bir seyyah vaz'yyetiyle dilediğiniz gibi gidiniz iyice hazırlanınız.

Bu suretle âyetten maksud bu ıtlak ve ıhtar olduğu halde bunun «dört ay siyahat edebilirsiniz» gibi ıhbar suretinde ifade olunmayıb da emir sıygasiyle iş'ar buyurulması bariz iki nükteyi tazammun eder. Birisi bu seyyahat ve hazırlık onlardan bir emri matlûb gibi olduğuna işarettir. Birisi de her ne yaparlarsa yapsınlar emri hakka mahkûm bulunduklarını iş'ardır. Hattâ pek mühimm olan bu cihet bir de ayrıca tasrih olunarak buyuruluyor ki,

Dört ay seyahat ediniz (.........) ve maamafih biliniz ki, (.........) vakı'de siz -öyle seyahat ve hazırlıkla- Allah’ı âciz bırakacak, kurtulacak değilsiniz. (.........) ve muhakkak Allah, kâfirleri horlıyacaktır. -Bundan sonra eski hal ve vaz'ıyyette kalmanıza imkân yoktur. Ya küfürden vaz geçib emri hakka teslim olursunuz veya Dünya ve Âhıret perişan olursunuz.

Bu dört ayın Şevvalden onuncu sene Muharrem nihayetine kadar olduğu hakkında zührîden bir kavil varsa da diğer müfessirîn, tarihı ı'lân olan yevmi hacden ı'tibaren ya'ni Zilhıccenin onundan Rebiul'âhirin onuna kadar olduğunu söylemişlerdir ki, doğrusu da budur. Zira Cessasın ıhtar ettiği veçhile ravîler Sûre-i «Berae» nin nüzulü ve Resulullahın Ebubekri hacc üzerine gönderdiği vakı Zilhıccede ve Ebubekrin hareketinden sonra olduğu hususunda ıhtilâf etmemişlerdir (.........) . Şu kadar ki, o sene henüz müşriklerin âdeti olan «nesi'» kalkmamış bulunduğu cihetle Zilhıccenin onu ı'tibar edilen hac günü hakıkatte Zilka’denin onu ve binaenaleyh dört ayın nihayeti de Rebiul'evvelin onu demek olduğu dahi Ebuhayyânın nakline göre Mücahid gibi ba'zı müfessirîn tarafından nakledilmiştir. Şu halde Muharrem nihayeti yalnız muahedesi bulunmıyan müşrikler hisabına ı'tibar edilmiş olabilir. Bunun da Şevvalin evvelinden değil yevmi ı'lânından sayılması lâzım gelir. Netekim İbn-i Abbastan böyle bir rivayet de mevcuddur.

Velhasıl bu, böyle kat'î bir beraet

2 ﴿