3Bir de Allah ve Resulünden hacci ekber günü insanlara bir i'lân, ki, Allah müşriklerden beriydir, Resulü de, derhal tevbe ederseniz o, hakkınızda hayırdır, yok eğer aldırmazsanız biliniz ki, siz, Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz ve Allah’ı, Peygamberi tanımıyanlara elîm bir azabı tebşir et (.........) ve haccı ekber günü Allah ve Resulünden bütün nâsa şöyle bir ezan -ya'ni mü'min veya gayrı mü'min, muahid veya gayrı muahid herkese bir iyzan her sınıf insanların kulaklarına sokulacak bervechi âtî bir ı'lân ve ı'lâmdır: (.........) ki, Allah müşriklerden kat'ıyyen berîdir. (.........) Resulü de- kezalik müşriklerden berîdir. Ve bunun içindir ki, bu sene müşriklerin bulunabileceği hacda bulunmamıştır. Burada haccın ekber vasfiyle tavsıfinde bir kaç ma'nâ vardır: 1- Ömreye haccı esgar denildiği cihetle buna nazaran asıl hac, haccı ekber olur. Hudeybiyeden sonra hicretin yedinci senesi ömrei kazâ yapılmış idi. Sûre-i «Bakare» de (.........) bak. Bu suretle o gün haccı asgar günü olmuştu. Sekizinci sene fethi Mekke ile geçmiş ve islâmda ilk hac bu dokuzuncu sene başlamış idi ve şuhalde bu ma'nâ ile haccı ekber bundan böyle her sene var demektir. Çünkü haccı ekber günü demek asıl ma'nâsiyle hac günü demeğe müsavidir. 2- Bir hac amelini teşkil eden ef'alin en büyük kısmı demek olur ki, bu da her sene ve her hacda vardır. Bunda ekberiyyet bir haccın diğer hacce veya diğer bir amele nisbeti değil ayni bir haccın eczası beynindeki nisbet i'tibariyledir. Gerçi bu zikri kül ve iradei cüz gibi bir mecazdır. Fakat bu ma'nânın âyetteki yevmi ta'yin noktai nazarından ehemmiyyeti mahsusası vardır. 3- Müslimîn ve müşrikînin toplandığı pek büyük bir tecemmü' ile dari islâmda ilk ve bir kerre olarak yapılan ve bu beraeti i'lân ile de fevkal'âde bir azameti hâiz olan hac demek olur ki, bunda işbu dokuzuncu ve Ebû Bekir imareti ile vaki' olan hacci, ekberiyyeti mutlaka ile bir tahsıs vardır. Ya'ni bu suretle hac, ne bundan evvel olmuş ne de olacaktır. Fakat haccin bu ma'nâ ile ekberiyyeti biraz cayi nazar görülmüştür. 4- İslâmın ızzetini ve şirkin zilletini izhar eden hac demektir ki, bu ma'nâ hacci evvele sadık olduğu gibi ertesi sene Resulullahın hacc ettiği Haccetül'vedaa da evleviyyetle sadıktır. Zira bu i'lânı beraetin asıl huküm o zaman zahir olmuş ve (.........) mantukunca islâmın tecellii kemali asıl o gün olmuş ve (.........) Hadîs-i şerifi mucebince menasiki hac asıl bunda takarrür eylemiştir. Filhakika haccı evvel dahi bervechi meşruh ba'zı hususıyyetine nazaran bînazır ise de yine ekberiyyeti vücuhen nisbîdir. Çünkü bilfiil Resulullahın bulunmaması ve müşriklerin iştirak edebilmesi, uryan tavaf ve nesi gibi ba'zı âdatı şirkin henüz izale edilmemiş ve binaenalyeh beraetin daha tam tahakkuk etmemiş bulunması i'tibariyle noksandan hali değildir. Ve o halde onun bütün kıymeti Resulullahın haccine bir mukaddime olmasındadır. Ve şüphe yok ki, bütün bunların tahakkuku i'tibariyle evvel ve ekberi mutlak olan hac, Resulullahın haccidir ve (.........) Hadîs-i şerifi de bunda zahirdir. Bununla beraber âyetin yalnız hacci Resule kasrı da zâhir değildir. Zira hıccetülveda'da bu i'lânın kendisi değil hukmünün tahakkukı tammı vaki' olmuştur. Âyette mevzuı bahs ile i'lânın kendisidir. Bunun için tefsiri Taberî «İbn-i sirinin yevmülhaccıl'ekber ile murad, Resulullahın hacc ettiği ve ma'iyyetinde bir çok ümmetlerin de hacceylediği hıccetülveda' senesidir.» Dediğini naklettikten sonra demiştir ki, bu ma'nâ âyette (.........) gibi bir izmare muhtacdır (.........) . Binaenaleyh âyetteki hacci ekber mefhumu hacci Ebi Bekre munhasır olmayıb hacci ekber mefhumu hacci Ebi Bekre munhasır olmayıb hacci Resule kasretmek doğru değildir. Şu halde gelelim (.........) mes'elesine: yevm, vakıt ma'nâsına da gelebilir ve binaenaleyh (.........) vakti hac demek olabilirse de âyetin zahiri bunun vakti hacdan bir gün olmasıdır. Hem bir gün ki, dört ayı saymak için bir mebde i'tibar edilebilsin. Halbuki yalnız birinci, üçüncü ve dördüncü ma'nâlara nazaran hacci ekber günü demek hacci ekber vaktı demekten fazal bir şey ifade etmez. Bu ise seneye, aya muhtemil ve olsa olsa Arefeden Minâ günlerinin nihayetine kadar eyyamı haccın mecmuuna mahmul olabilir. Ve netekim ba'zı müfessirîm de buna kail olmuştur. İbn-i atıyye tefsirinde demiştir ki, ehadisin tezahürüne göre Hazret-i Ali bu âyetleri Arefe günü Hazret-i Ebi Bekrin hutbesi akıbinde iyzan eylemiş, sonra da nasın hepsinin işitmediğini görmüş, Bayram günü de ta'kıb etmiş ve hattâ Hazret-i Ebi Bekr, o gün Ebû hüreyre ve daha sair bir takım zevatı ona muavin olmak üzere göndermiş bunlar da Zilmecaz vesâir esvakı Arabde bu işi ta'kib eylemişlerdir. Ve buna nazaran Süfyan İbn-i Uyeynenin tereccuh ediyor ilh. Mücahidin de haccı ekber günü bütün Minâ günleri ve müşriklerin Zilmecaz ve Ukâz ve Micennede bulundukları sırada içlerinde «bu seneden sonra müşrikler müslimanlarla beraber hacc etmiyeceklerdir» «diye nidâ ettirilinciye kadar olan içtima' zamanlarıdır» dediği menkuldür. Filhakıka Ebû Hüreyre radıyallahü anhin kendisinden de merviydir ki, «Resulullah sallâllahü aleyhi ve sellem Aliyi Berae ile müşriklere gönderdiği zaman ben de Ali ile beraberdim. Nidâ ediyordum hattâ sesim kısıldı ve şöyle emrolunmuştuk: bu seneden sonra bir müşrik, haccetmiyecek ve Beyti bir uryân, tavaf eylemiyecek ve Cennete ancak mü'min girecek, her kimin de Resulullah ile arasında bir ahid varsa dört aya kadar eceli vardır. Dört ay geçtikten sonra Allah, müşriklerden berîdir. Resulü de» demiştir. Fakat bu miyanda dört aya mebde' olacak bir gün ı'tibar edilmesi lâzım gelir ki, (.........) den en zâhir olan ma'nâ da bunun vakti hacdan tek bir gün olmasıdır. Bundan dolayıdır ki, Cumhûrı müfessirîn bunu vakti hacc diye değil, eyyamı hacdan bir yevmi muayyen olarak göstermişlerdir ki, bu da ancak haccı ekber ta'birinin ikinci ma'nâsını mülâhaza ile mümkin olur. Ve bu suretle bu gün hacci ekberin en büyük bir günü demek olacaktır. Bu ise ya Arefe veya ilk Bayram günü olabilecektir. (.........) hadîs-i şerifine bakınca bu gün Arefeden ıbaret gibi görünür. Ve bu hadîse binaen ba'zıları bunun Arefe günü olduğuna kail olmuşlardır ki, nakledildiğine göre Hazret-i Ömer, İbn-i Zübeyr, Ebû Cuhayfe, Tâvus, atâ, İbn-i Müseyyeb bu cümledendir. Lâkin Sûre-i «Bakare» de dahi izah olunduğu üzere (.........) olması Arefeye yetişemeyenin hacca yetişememiş olması ı'tibariyle olduğu zâhirdir. Bu ise haccin en büyük kısmı Arefede olmasını ıktiza etmez ve o gün hacc, tamam olmaz. Hacc ancak Bayram günü tamam olabilir. Tavaf, nahır, remiy ve tahlık, ef'ali filvaki' aleyhıssalâtü vesselâmın hiccetülveda'da yevmi nahırde cemrelerin yanında durub (.........) buyurduğu da rivayet edilmiştir. Bu sebeble müfessirînin çoğu hacci ekber gününün Bayram günü olduğuna kaildirler. Ebû Musel'eş'arî, İbn-i ebi Evfâ, Mugıyre İbn-i Şu'- be, İbn-i Cübeyr, Ikrime, Şa'bî, Zührî, İbn-i Zeyd, Süddî bu cümledendir.» Hulâsai kelâm Sûrenin evveli müşrikîne karşı muahedelerinin infisahiyle beraetin alel'ıtlak sübutunu ve bunun suret ve hukmünü ıhbar ve iycabının icrası lüzumunu iş'ardır. Ve işbu (.........) de herkese ı'lân ve ı'lâmın vücubunu ıhbar ve tarihini tesbit ile tahakkukunu te'kid ve bervechi âtî esbab ve netaicini izah eden bir beyannâmedir. Baştakı Beraet (.........) diye henüz vasıl olmak üzere bulunan mutlak bir beraettir. Bu ikinci ise (.........) diye (.........) ile sılalanmış bilfi'il tahakkuka başlamış bir beraettir. Ve her ikisinde beraetin müteallakı müşrikler, ı'lânın müteallakı ise gerek kâfir, gerek mü'min umum nâstır. Ve balâdaki rivayattan anlaşıldığı üzere Hazret-i Ali bu ı'lâna me'mur edilmiş, Arafattan ı'tibaren Minâ günlerinin nihayetine kadar o sene vakti hacda bu için de bayram günü mebde' olmuştur. Bu vechile sûrenin başı vecîz ve açık bir nebz, bir kat'ı münasebet ültimatumu, bu âyetten ı'tibaren de esbabı mucibesiyle muvazzah bir ı'lânı harb beyannemesini muhtevidir. Şöyle ki, Ey nâs hepinizin ma'lûmu olsun Allah, müşriklerden kat'ıyyen berîdir Resulü de (.........) binaenaleyh tevbe ederseniz (.........) bu sizin için hayırdır (.........) ve eğer yüz çevirirseniz -tevbeden sarfı nazar eder veya islâmdan ve ahde vefadan yüz çevirmekte ısrar eylerseniz (.........) iyi biliniz ki, siz Allah’ı âciz bırakamazsınız- azâbından kaçıb kurtulamazsınız (.........) ve ya Muhammed, öyle küfredenleri elîm bir azâb ile müjdele -nakzı ahd edenlere bervechi balâ dört aydan ziyade mühlet verme |
﴾ 3 ﴿