4

Ancak muahede yapmış olduğunuz müşriklerden bilahare size ahidlerinde hiç bir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinizde hiç bir kimseye muzaheret etmemiş bulunanlar müstesna, bunlara müddetlerine kadar ahidlerini tamamiyle iyfa edin, her halde Allah, müttekileri sever

(.........) ancak o müşriklerden şunlara ki, muahede yaptınız (.........) sonra siz hiç bir şey eksiklemediler.- Muahede şartlarından hiç birine riayetsizlik etmediler, size doğrudan doğru hiç bir zarar yapmadıkları gibi (.........) size karşı hiç bir kimseye muzaheret de yapmadılar.- Netekim Resulullahın ahdine dahil olan Huzaaya Beni Bekrin taaddisi gibi bizzat ve Kureyşin bunlara silâh ile muaveneti gibi dolayısiyle bir zararda bulunmadılar (.........) bunlara müddetlerine kadar ahidlerini itmam ediniz -ya'ni bunları o nakzı ahd edenlere karışdırmayınız, onlar gibi dört ay müddet geçince hemen harbe kalkışmayınız, bunlara onlar gibi muamele etmeyiniz de müddetleri bitinceye kadar ahidlerini tamamı tamamına eda eyleyiniz (.........) çünkü Allah, müttekıleri muhakkak sever- hukukı ahde riayet de tekvâ cümlesindendir. Velevse müşrik olsun ahdine riayet eden vefakâr ile etmiyen gaddarı müsavi tutmak tekvaya münâfidir.

Rivâyet olunduğuna göre Resulullah ile müşrikler arasında «Beyti şeriften kimseyi menetmemek ve şehri haramda kimse ihafe olunmamak» üzere bir ahdi amm, bir de Huzaa, Müdlic vesâire gibi kabâilin hususıyyetlerine göre birer müddeti muayyene dahilinde hususî muâhedeler vardı. Vaktaki Hazret-i Peygamber Tebûk gazasına çıktı ve Münafıklar tahallüf edib bir takım eracif yaymağa kalkıştılar o sırada müşrikler de ahidlerini nakz etmeğe başladılar, öyle ki, Resulullahın Tebûkten avdetinde ekserisi nakzı ahd etmiş bulunuyorlardı. Bunun üzerine bâlâda nakl edildiği vechile bu Sûre nâzil olmuş, ahidleri kendilerine nebz edilmiş idi, ancak Benî Damra ve Benî Kinane gibi bir kısmı kalil ahidlerini bozmamışlardı. İşte nebzi ammdan sonra bu âyetle muahedatı hususiyeye temass edilerek bu gibi ahidlerine riâyet edenler muâhedelerinin husussiyyetine göre müddetlerinin nihayetine kadar istisna edilmiş, onlar bir noksan yapmadıkça müddetin nihâyetine kadar ahidlerinin itmanı emrolunmuştur. Yukarıda zikrolunduğu üzere Hazret-i Aliynin i'lânında dördüncü madde olan «her ahid sahibine ahdi itmam olunacak» fıkrası bu idi. Ve denilmiştir ki, âzamî olarak Beni Kinaneden bir hayyın dokuz ay müddeti kalmıştı, o da itmam edildi Demek ki, bu müddetlerin hitamında Ceziretül'arabda sahib ahid hiç bir müşrik kalmamış oluyordu. Bunlar ma'lûm olduktan sonra

4 ﴿