3

Rabbınız o Allahdır ki, Gökleri ve Yeri altı günde olarak yarattı sonra Arş üzerine istivâ buyurdu emri tedbir ediyor hiç şefaatçi yok ancak onun izninden sonra, işte bu evsafın sâhibi Allahdır rabbınız, o halde ona ibadet ediniz, artık düşünmez misiniz!

(.........) Her halde rabbınız - ya'ni sizden bir racülü size inzar ve tebşir vahyile Resul göndermesine taacüb ettiğiniz, kitabı hakîmine sihir dediğiniz maliki emriniz (.........) o Allahdır ki, (.........) Semavat-ü Arzı altı günde halk etti. - (Sûre-i «A'raf» ta buna dair izahat geçmişti bak). Bu Gökler ve Yer yok iken onları, yukarı aşağı bütün usuli kâinatı öyle seri' bir tedric ile yarattıktan başka (.........) sonra da Arş üzerine istiva eyledi - bütün bu kâinat memleketini tahti hukmünde tutarak hepsi üzerinde bütün ecram ve eflâkin, ecsam ve ervahın ve bütün tahtların, saltanatların, kudretlerin fevkında icrayı huküm ve saltanata başladı.

Ya'ni (.........) emri tedbir ediyor. - Arşından Arzına varıncaya kadar cüz'î küllî bütün şüunı kâinatın emri melekûtunu tedbir ve idare etmektedir.

TEDBİR, bir işin iyi bir surette vakî' olması için ardını ve akıbetini, önünü, sonunu gözeterek takdir ve idaresi demektir ki, burada murad, bütün umurun mebadi ve avakıbini ta'yin eden hukm-ü takdiri haktır. O öyle bir rabbı mütealdir ki, (.........) ona karşı hiç şefi' yok: - Onun işine karışacak, emr-ü tedbirine müdâhale edebilecek bir şerik-ü nazır şöyle dursun onun huzurunda bir kimse için kendiliğinden şefaat edebilecek hiç bir şefaatçi bile yok, hiç bir zaman yoktur. (.........) ancak onun izninden sonra - ya'ni ancak o vakıt şefaat eden bulunabilir. Sûre-i « Nebe' » de (.........) buyurulduğu üzere Allahü teâlânın hıkmeti rahmetine mübtenî olan izni de ancak şefiin sıdk-u savabdan başka bir şey söylemiyen güzîde ahyardan ve şefaat olunanın şefaate lâyık olanlardan bulunduğu takdirde melhuz olabilecektir ki, bu liyakatin ilk şartı iymandır. Onun huzurunda mü'minlere bir «kademi sıdk» tebşiri ve o inzar ve tebşir emriyle o erkeğe bu kitabı hakîmin vahyolunması bu izin ve sıdk ile alâkadardır. Yoksa kimin haddine düşmüş ki, ona takarrub edebilsin, kimin haddine düşmüş ki, onun hukmüne mahkûm olmasın. (.........) İşte rabbınız Allah odur. - Böyle şerîk-ü nazıri yok bir azîmi zül'celâldir. (.........) Binaenaleyh ona ibadet ediniz - ya'ni onu tevhid ile ma'bud bilerek cemadat ve suretler şöyle dursun ne bir Melek ne bir Nebiyyi bile şerîk koşmıyarak münzelâtına îman edip kemali ta'zım ile kulluk ediniz (.........) artık tezekkür etmezmisiniz? - Bu hakıkatleri bilip rabbınızın bu azamet ve saltanatını, bu celâli kibriyasını hatırınıza getirip bir düşünmezmisiniz? Aklınızı başınıza alıp da haddinizi bilmezmisiniz?

3 ﴿