2O Allah’ın ki, Göklerde ne var, Yerde ne varsa hep onun, şiddetli bir azâbdan da veyl kâfirlere (.........) o Allah’ın - yoluna -ki, (.........) bütün Göklerdekiler ve bütün yerdekiler hepsi onun - şu veya bu devletin değil hep onundur. Onun milki ve mülküdür. O yalnız Semavâttakilerin değil, Yerdekilerin de rabbıdır, ızzetiyle Göktekileri Yere indirir, nûrı ınayetiyle Yerdekileri Göklere çıkarır. İşte ya Muhammed, bu kitab böyle bir nûri münzel ve sen öyle kâffei nâsa mürsel bir Resulsün. Ya'ni hangi kavmden olursa olsun bütün insanları tenvir edecek Yer yüzünde cehl-ü sefahet ve küfr-ü dalâlet akıdelerine kapılarak sefîl gayelere, bâtıl ma'budlara aldanarak kat kat zulmetler içinde kalmış, mebde'-ü meadı tanımaz, nerede bulunduğu- nu, nereden gelip nereye gittiğini bilmez olmuş alel'umum insanları dalâlet ve sefaletten kurtarıp nurı îman ile ızzet-ü hamd yoluna, azîz-ü hamîd olan Allah din ve şeriatine hidayet edeceksin. Fakat kendi kudret ve iradenle değil, hepsinin rabbı olan o rabbül'alemînin izn-ü tevfikıle. Çünkü nûr onun, sen onun, Semavât ve Arzda müjde mü'minlere (.........) ve vay kâfirlere! - O nûru örtmek istiyen ve ızzet-ü hamd yoluna çıkmak istemiyen iymansızlara (.........) şedid azâbdan. |
﴾ 2 ﴿