2

Kullarından dilediğine emrinden rûh ile Melâike indiriyor da buyuruyor ki, : şu hakikati bildirin: benden başka ilâh yok, hemen bana korunun

(.......) kullarından dilediğine emrinden ruh ile Melâikesini indirir - elçiler gönderir. (.......) âyetinde olduğu gibi burada da ruh ile murad, vahiydir. Çünkü vahiy, bir şe'ni ruhîdir. Ruh da Allah’ın emirlerinden bir emir, ta'biri âharle şuunâtı ilâhiyyeden bir şein olduğu cihetle vahiy bir ruhı mahsus demektir. Ve bu suretle bu âyet, vahyin bir ta'rifini tazammun etmektedir.

Ya'ni vahıy, Allah’ın emirlerinden bir bir rûhî şeindir ki, Allahü teâlâ, onu ındi sübhanîsinden Melâikesile kullarından dilediği kimseye indirir, emrini haber verir bildirir. İşte abdi ve Resulü Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi veselleme de diledi o ruhu indirdi (.......) şöyle diye ki, (.......) inzar ediniz - ya'ni inkârının akıbeti vehîm olduğunu anlatarak nâsa bildiriniz (.......) şu şanlı hakıkati ki, (.......) benden başka ilâh yoktur (.......) binaenaleyh bana ittika ediniz, benden korkunuz, şirk-ü ısyandan sakınınız. - Demek ki, bütün vahiylerin hâsılı bu iki esasta hulâsa idilir. Birisi tevhid ki, kuvvei ılmiyyenin müntehayi kemalidir. Birisi de takvâ ki, kuvvei ameliyyenin aksayı kemalidir. Ve demek ki, nübüvvet, kesbî değil vehbîdir.

Bu suretle delili sem'ıyi tesbitten sonra hıtabatı akliyye ile de te'yidi ma'rifet için buyuruluyor ki,

2 ﴿