86Tâ gün batıya vardığı vakit onu balçıkla bir gözde gurub ediyor buldu, bir de bunun yanında bir kavim buldu, dedik ki, : ey Zülkarneyn! ya ta'zib edersin veya haklarında bir güzellik ittihaz eylersin (.......) tâ gün batıya vardı - mütemekkin olduğu Arzın gün batı tarafından tâ nihayetine kadar vardı. Müfessirînin dahi beyan ettikleri vechile Okyanos denilen Bahri muhıtı garbi «atlasî» nin kenarına irdi. Bu Okyanus denizinde «Halidat» namı verilen Cezairin bir zamanlar mebdei tûl ittihaz edildiğini kaydediyorlar. Maamafih biz bugün bu Halidat adalarının ne olduğunu ta'yin edemiyoruz. Hâsılı aksaya mağribe vardığı vakıt (.......) onu bir ayni hamiede batıyor buldu - veya «hâmiye» kıraetine göre; bir ayni hâmiyede batıyor buldu. Müfessirîn buradaki ayni ayni ma' ya'ni su gözü hamieyi balçıklı, hâmiyeyi de kızgın ma'nâsına tefsir etmişlerdir. Ki, Güneşi balçıklı veya kızgın bir göz içinde batıyor buldu demek olur. Bu surette bu su gözünden murad, Bahri muhıt ve alel'husus denizin ufuktaki gurub noktasıdır. Mağribe varıncaya kadar geçtiği memleketlerde bir takım saltanatların gurubunu görerek giden Zül'karneyn, Aksayı mağribe güzergâhına çıkan Bahrı muhıt kenarında gurubu seyretmek için ufka atfı nazar ettiği zaman mülki ilâhînin vüs'at ve azameti îçinde o koca deniz etrafı muhıtı Semâ ile çevrilmiş bir kuyu havzası gibi mahdud bir su menbaı manzarasını alıyor, fakat içilebilecek berrak ve safî bir menba' halinde değil, kara balçıkla bulanmış, dibi görünmez zulmet alûd bir kuyu halinde görünüyor ve Güneş bunun ufkunda gurub ederken zaıyflamağa başlıyan şa'şeası allı morlu akisleriyle puslar içinde çalkalanarak muzlim bir batağa batıyor da battığı nokta balçıklı bir göz gibi bulanıb kararırken aynı zamanda renk ve buhariyle kaynıyan kızgın bir köz halinde bulunuyor. Demek Zü'lkarneynin vicdanında gurubun bıraktığı intiba' bu olmuştur, ki, bu müşahedenin en ıbret engiz mazmunu nihayet bir halde tevakkuf edeceği muhakkak olan Dünya şevketinin mahdudiyyetini görmek ve fanîliğini anlamaktır. (.......) Bu kavil, doğrusu Zül'karneynin nübüvvetinde zâhirdir. |
﴾ 86 ﴿