5Dediler: adgâsü ahlâm, yok onu uydurdu, yok o bir şâir, yoksa bize evvelkilerin gönderildikleri gibi bir âyet getirsin (.......) hayır, dediler, adgasü ahlâm -yalan ru'ya (Sûre-i Yûsüfe bak) lâkin yalan ru'ya ile bir hakıkatin bilinemiyeceği âşikâr olduğundan dediler ki, (.......) hayır uydurdu - kendiliğinden attı üstüne vurdurdu. Bu iftirayı da beğenmediler de (.......) hayır o bir şair - bir şiir söylüyor dediler. İşte rablarından gelen zikrile eğlenen, Kur’ân nâzil oldukça alay eden o kalbleri lâhî zalim kâfirler nübüvvetin bir Allah vergisi olduğuna inanmak istemeyip kendi gönülleri o yunde olduğundan dolayı nefislerine kıyas ile onu gizliden gizli bir sihirbazlık, bir hilekârlık addetmek isterlerken sirlerine haber veren vahyin ı'cazı karşısında şaşırarak yok ru'ya yok uydurma, yok şaır diye saçmaladılar da nihayet (.......) dediler, sanki inanacaklarmış gibi evvelki Peygamberlerin mu'cizelerini istediler. Ki, bu gün de hulâsa edildiği zaman münkirlerin müddeayatı bunlardan ıbarettir. |
﴾ 5 ﴿