17

Onlar ki, îman ettiler ve onlar ki, Yehûdî oldular ve o sabiîler ve o Nesârâ ve o Mecûs ve o şirk edenler her halde Allah her şey'e şâhiddir

(.......) Onlar ki, îman ettiler-ya'ni bu inzal olunan âyâtı beyyinâta ve mucebince vahdaniyyeti ilâhiyye ve risaleti Muhammediyye gibi îman edilmesi lâzım gelen esasata îman eylediler (.......) ve onlar ki, Yehûdî kaldılar (.......) ve sabiîler (sûreî «Mâide» de (.......) bak). Ancak burada sabiîn Sûre-i «Bakare» de olduğu gibi Yehûd ile Nesârâ arasında ve mansub olarak zikredilmiş, bir de Mecus ve Müşrikîne dahi tekabül ettirilmiş olduğu cihetle ma'nayi ehass ile telakkı edilmek ıktiza edeceğinden de gaflet edilmemelidir (.......) ve Mecûsîler (.......) ve onlar ki, şirk koştular-ya'ni müteaddid ma'budlar ittihaz eylediler. Görülüyor ki, bu âyette altı din zikrolunmuş ve bunlardan yalnız birincisinin ehli îman olduğu gösterilmiştir. Demek ki, mütebakı beşi ehli küfürdür. Sonra bu beşten yalnız sonuncusundan şirk tasrih edilmiştir. Halbuki diğerlerinde de şirk yok değildir. Ezcümle Mecûsun ateşperestliği ma'lûmdur. Şu halde buradaki (.......) ta'mim ba'dettahsıs kabîlinden olarak «ve sâir müşrikîn» demek olabilirse de burada tasrih olunan şirkten murad hiç bir veçhile tevhid iddası veya te'vili karıştırılmıyan şirk olması tekabül karînesine daha muvafıktır. Zira Nesârâ üç birdir diye tevhıd iddiasından bulunduğu gibi Mecûs ve ezcümle zerdüştîler de bir ma'bud tanıdıkları iddiasındadır. Bu suretle (.......) mahzı sineviyyet iddia eden Maneviyye ile Abedei asnam gibi mahzı teaddüd iddia eden müşrikleri iş'ar etmiş olur. Ve binaenaleyh sabiînden murad da Nesârâ gibi sarahaten şirk iddiasında bulunmıyanlardır.

Bütün bunlar (.......)

Ey muhatab

17 ﴿