29

Sonra kirlerini atsınlar ve adaklarını yerine getirsinler ve o Beyti atikı tavaf etsinler

(.......) sonra kirlerinizi izâle etsinler - menasiki edâdan sonra tırnaklarını kesmek, bıyığını ve sakalını düzeltmek, koltuklarını yolmak, başını ve kasığını tıraş etmek gibi temizlenmeğe müteallık ıhtiyaclarını kaza etsinler (.......) ve nezirlerini iyfa eylesinler

(.......) ve o atiyk beyti tavaf etsinler - ya'ni Kâ'beyi tekrar tekrar dolaşsınlar. Bir tavaf yedi şavt, bir şavt bir dolaşımdır. Yedi şavtın dördü farz üçü vâcibdir. Cumhurı müfessirîn demişlerdir ki, buradaki tavaftan murad, haccin erkânından olan tavafı ifâza namı diğerle tavafı ziyarettir ki, tehallülün tamamı bununladır.

Ya'ni bu tavaf yapılmadan Ihramdan çıkılmaz, kirlerin izâlesi ma'nasına kazâi tefes, buna mukarin olur. Vav tertibe delâlet etmediği için bunun kazai tefesten sonra yapılmasını ıktiza etmez. Lâkin zikirdeki tertibe nazaran bu tavafın kazai tefesten sonra olması zihne tebadür ettiği ve tavafi ziyaret Ihram ve vakfe gibi hacc mefhumunda dahil bulunduğu için ba'zıları bunu tavafı sader denilen veda' tavafına hamletmişlerdir ki, afâki için vacibdir. Bunun tam mukabili de tavafi kudumdur. Ki, ilk varıdığı vakıt yapılır. Bu üç tavafın gayri olarak da her zaman arzu edildiği kadar nâfile tavaflar da yapılabilir.

Kâ'beye Beyti atiyk denilmesinin vechine gelince: Bunda bir kaç ma'nâ vardır:

1 - Atiyk, lisanımızda da meşhur olduğu üzere kadim ma'nâsına gelir, evvel zamandan kalma demektir. Gerçi biz ba'zan bu ma'nâda «eski» ta'birini de kullanırız, lâkin eski daha ziyade «halak» ya'ni köhne ve harab mefhumunu ifade eder. Halbuki atîk ve kadim köhne demek değildir. Antika demektir. (.......) âyeti mantukuna nazaran Kâ'beyi Muazzeme ruyi zeminde mevcud ma'bedlerin en kadimi olmak ı'tibarile «atîk» tesmiye edilmiştir. Bu ma'nâ, Haseni Basrîden menkuldür.

2 - Atiyk, Sûre-i İsrânın Âhirinde beyan olunduğu üzere ıtak gibi ceyyid ve muteber ma'nâsına gelir ki, birinci ma'nânın lâzımıdır. Bu ma'nâca Beyiatîk, Beyti şerif ve mükerrem demektir. Netekim Beytülharâm dahi denilir. Bu ma'nâ Saı'd İbn-i Cübeyrden menkuldür.

3 - Atiyk, azad ve hur ma'nâsına gelir. Kâ'bei muazzame de Cebabirenin tesallutundan âzâde olduğu için atiyk tesmiye edilmiştir. Bu ma'nâ bir Hadîs-i şerif ile Resulullahdan da mervîydir. Buyurmuş ki, (.......) ya'ni Allahü teâlâ Beyte «El'atiyk tesmiye etti, çünkü onu Cebabireden âzâde kıldı da ona asla bir cebbar galebe edemedi. Bu hadîsi Buharî tarihinde ve İbn-i Cerir ve Taberanî ve daha başkaları İbnüzzübeyrden tahric eylemiş, Tirmizî Hasendir demiş, Hâkim sahih demiştir. İbn-i Ebi Necîh ile Katade de bu ma'nâ ile tefsir etmişlerdir. Filhakıka bir zamanlar «Tübba'» hedmetmek istemiş felce uğramış vaz geçmesi tasvıye edilmiş, binaenaleyh bırakmış iyileşmiş, ta'zîmen bir örtü ile iksâ etmiş idi ki, ilk Kâ'be örtüsüdür. Sonraları Ebrehe de Fil vak'ası ile musab olmuştu. Gerçi Haccac yıktı, lâkin onun kasdı Beyte tesallut değil İbn-i Zübeyri çıkarmaktı, sonra bina etti. Karamıtanın Haceri esvedi bir kaç seneler alıb götürmüş olmaları da bu kabilden olmak gerektir. Âhir zamanda Habeş tarafından hedmedilip taşları denize atılacağına dair rivayet edilen bir hadîs mazmunu da sahih olduğuna göre Kıyamet alâmatındandır.

Mücahid, kimsenin milki olmadığından dolayı hurrül'asıl ma'nâsına atîk tesmiye edildiğini söylemiştir. Ba'zıları da atiyk, mu'tık ma'nâsınadır demişler ki, haccedenlerin rakabelerini zünubdan azâd eder demektir. İmdi bu izahattan anlaşılır ki, (.......) unvanı bu ma'nâların hepsine kabil bir surette terceme edilemiyeceğini cihetle aynen muhafaza edilmek ıktiza eder.

29 ﴿