YÂSÎNYâsîn Sûresi Mekkîdir. Âyetleri - Kûfîde seksen üç, maadasında seksen ikidir. Kelimeleri - Yedi yüz yirmi yedidir. Harfleri - Üç bindir. Fasılası - (.......) harfleridir. İsimleri - Bu Sûreye (.......) dahi denilmiştir. Âlûsî nakleder: «Ebû Nasrı Sezcî İbânede «Hasen» diyerek Hazret-i Aişeden şöyle tahric eylemiştir: Müşarün'ileyha demiştir: Resulullah şöyle buyurdu «Kur’ân’da bir Sûre vardır ındallah Azîme yad olunur, sahibi de ındallah şerîf yad olunur, sahibi Kıyamet günü Rebîa ve Mudardan daha çokları hakkında şefaat eder. O, (.......) Sûresidir». Said İbn-i Mansur ile Beyhekî dahi Hassan İbn-i Atıyyeden tahric eylemişlerdir ki, Resulullah şöyle buyurmuş (.......) Sûresine Tevratta Muımme denilir: Sahibine Dünya ve Âhıret hayrına ta'min eyler ve ondan Dünya ve Âhıret mihnetlerine karşı kor, ve Dünya ve Âhıret korkularını def'eder, buna müdafiai kadıye dahi denilir, sahibinden her fenalığı defeder ve her hayırlı haceti kaza eyler (.......) Maamafih Beyhekî demiştir ki, bunda Süleyman İbn-i defâ'dan Muhammed İbn-i Abdurrahman İbn-i Ebi Bekri ced'anî teferrüd eylemiştir. O ise münkerdir (.......) Bununla beraber Hatîb dahi Enesten mislini tahric eylemiştir (.......) Tirmizi, Kuteybe ve Süfyan İbn-i Veki' tariklarından Katade hadîsiyle Enesten Hazret-i Peygamber sallallahü aleyhi vesellem buyurdu ki, «her şey'in bir kalbi vardır, Kur’ân’ın kalbi de (.......) dir. Her kim (.......) okursa Allah onun kıraetine on kerre Kur’ân okumak sevâbı yazar» diye tahric eylemiş ve buna bir hadîsi garîbdir demiş, senedinde Harun İbn-i Muhammedin mechul bir şahs olduğunu ve bu babda Hazret-i Ebû Bekrisıddıktan da bir rivayet varsa da isnadında za'f bulunduğunu söylemiştir. Fakat alûsî şunu da kaybeder: İmam Ahmed ve daha gayrileri hadisiyle Ma'kıl İbn-i Yesardan sahih olarak merviydir ki, Resulullah sallallahü aleyhi vesellem: (.......) Kur’ân’ın kalbidir» buyurmuş ve bu, onun isimlerinden biri addolunmuştur. Huccetül'islâm İmamı Gazalî buna bir vecih olmak üzere bu Sûrede haşr-ü neşrin eblağ ve ahsen vech olmak üzere takrir edilmiş olduğunu, haşr-ü neşrin eblağ ve ahsen vech üzerine takrir edilmiş olduğunu haşr-ü neşri i'tiraf da iymanın kalbi mesabesinde bulunduğunu söylemiştir. İmamı Razî de bunu beğenmiştir, Keşifte şöyle denilmiştir: bir şey'in kalbi onun lübbü ve aslıdır ki, maadası onun mukaddimatından veya mütemmimatından sayılır. Bu Sûreye kalb tesmiyesinde de işareti nebeviyye Fatihaya Ümmülkitab tesmiyesinde söylediğimiz vecih olsa gerektir. Ya'ni Peygamberler göndermek ve kitablar indirmekten maksud kulları meadda gayei kemallerine irşaddır. O kemal ise burada zikr olunan tahakkuk ve tahallûk ile olur ki, sıratı müstekıme sülûk ta'bir olunur. Bu sûre de işte onu beyana dairdir (.......) Bundan Gazalînin haşri tahsıs etmesinin vechi de anlaşılmış oluyor. Biz de bunu şöyle ifâde etmek isteriz: Kalb hayatî heyecanın bir menşei olduğu gibi bu Sûre de sirri bas ile bir heyecanı dinî ifâde ettiği için Kalbi Kur’ân tesmiye edilmiştir demek olur. Yine bu hikmete mebni olsa gerektir ki, sahih haberlerde bu Sûrenin mevtaya okunması hakkında emir dahi varid olmuştur. Ezcümle İbn-i mâce, Ma'kıl İbn-i Yesardan şöyle tahric eder: Resuli ekrem sallallahü aleyhi vesellem buyurdu ki, (.......) onu mevtanızın yanında okuyun: ya'ni yasîni» burada mevtadan murad, hali ihtizarda ölmek üzere bulunanlardır deniliyor, Taybî demiştir ki, el'ılmü ındallah bunun sirri şu olsa gerektir: bu Sûre-i kerîme usuli îman ılminin ümmehatını, nübüvvet, keyfiyyeti da'vet, ahvali ümem, ef'ali ıbadın Allahü teâlâya istinadı, isbati tevhid, nefyi zıdd, emaratı sâa, haşr-ü ıâde gibi mesaili mu'teberenin hepsini takrir ve beyan ile meşhundur, İbn-i Hıbban, mevtâ ile murad, muhtadar (.......) tir der. İbn-i Ebiddünya ile İbn-i Merduyenin tahric eyledikleri şu hadîs de bunu te'yid eyler: (.......) Bununla beraber müteahhırînden ba'zıları hadîsi zâhiri ile ahzeylemiş, hayır öldükten sonra okunur demiştir. Ba'zısı da kabrinin başında okunmasına zâhib olmuştur. İbn-i adiyy ve sairenin rivayet ettiği şu haber de bunu te'yid eyler: her kim anasının babasının ve yâhud bunlardan birinin kabrini her Cuma ziyaret eder de yanlarında (.......) okursa her harfinin adedince ona mağrifet edilir. Bu babda daha diğer eserler de nakledilmiştir. An ma'kıl İbn-i Yesar radıyallahü anh (.......) Fakat unutmamak lâzım gelir ki, Kur’ân ölüler için değil, diriler için nâzil olmuştur. Bu suretle bu Sûrenin yukarıda söylediğimiz vechile Sûre-i Fatırın hatimesine olan münasebeti de bir kat daha tavazzuh etmiş bulunuyor. 1(.......) Yâsîn, ekserin kavlince Halil ve Siybeveyhin tasrihleri gibi Sûrenin ismidir. Ba'zılarınca kasemdir. Allahü teâlânın esmasındandır. Ba'zılarınca da Allahü teâlânın kelâmını açtığı bir miftahı kelâmdır demişler, (.......) sûresinin evvelinde (.......) de verilen tafsılât umumî surette burada da câridir. Yalnız burada hususî olarak şu iki rivayet vardır: birisi Ikrime tarikıyle İbn-i Abbastan merviy olduğu üzere ya insan! demek olmasıdır. Birisi de Saîd İbn-i Cübeyrden merviy olduğu üzere Peygamberin bir ismi olmasıdır ki, (.......) hıtabı bunu andırır. Şifai şerifte zikrolduğu üzere Nakkaş, aleyhıssalâtü vesselâmdan (.......) diye rivayet eylemiştir. Tefsiri hakayık sahibi Sülemî, vasıtîden ve Ca'fer İbn-i Muhammedden: (.......) ya seyyid demek olduğunu da hikâye etmiştir. Kıraet - Ebû bekir, Hamze, Kisaî, Revh, Halefi âşir yanın fetvasını imale ile okurlar. Aşere kıraetlerinin hepsinde «sîn» vakıfta ve vasılda sâkin okunur, Kalûn, İbn-i Kesîr, ebû amr, Hafs, Hamze «nunu» vasılda ızhar, diğerleri idğam ederler. Ancak ebû Ca'fer hep sekit yaptığı için ona da ızhar lâzım gelir. |
﴾ 1 ﴿