3

İyi bil ki, Allah’ındır ancak halîs din, onun berisinden bir takım veliylere tutunanlar da şöyle demektedirler: biz onlara ıbadet etmiyoruz, ancak bizi Allah’a yakın yaklaştırsınlar diye, şübhe yok ki, Allah onların aralarında ıhtilâf edip durdukları şeyde hukmünü verecek, her halde yalancı, nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz

(.......) İyi bil ki, Allah’ındır ancak halîs din - hiç bir şirk karışığı olmaksızın temiz ve halîs tevhid dini, tam ma'nâsîyle şübhesiz din, halîs ıbadet ve taat ancak Allah’a yapılır ve yapılmalıdır. Bunu tahkık için buyuruluyor ki, (.......) onun için berisinden birtakım evliya ittihaz edenler de - Allah denince kendisinden daha ilerisi, daha yükseği daha ötesi mümkin olmıyan zatı ekmel denilmiş olduğu için Allah’ın fevkında ilâh iddiasına kalkışmak mevzuı bahs olamaz, şirk koşanlar, hep onun madunundan bir takım veliyler, hâmîler tutmak isterler. İsterler amma ondan başka veliylere, veliyyül'emirlere, sahiblere tutunanlar, gerek (.......) deyenler gibi putlara ve gerek Meleklere ve gerek Isâ gibi ıbadi mükremîne ilâh diye sarılanlar (.......) demektedirler. Böyle diyerek tutunmaktadırlar. Demek ki, şirk bâtıldır. Ma'budluk yalnız Allah’ın hakkıdır. Halîs din ancak Allah’ındır. Sûre-i «Mâide» de Sabiîn hakkında geçen tafsılâta bak.

3 ﴿