28Âli Fir'avnden mü'min bir er de -ki, iymanını saklıyordu- â, dedi: bir adamı rabbım Allah diyor diye öldürecek misiniz? Size rabbınızdan beyyinelerle de gelmiş iken? Hem o bir yalancı ise çok sürmez yalanı boynuna geçer, fakat doğru ise size yaptığı vaîdlerin bir kısmı olsun başınıza gelir, şübhe yok ki, Allah musrif bir yalancıyı doğru yola çıkarmaz (.......) Bir de Âli Firavinden bir mü'min er ki, iymanını gizliyordu, şöyle dedi: - ba'zıları bu zatın İsrailîlerden olduğunu zannetmişlerse de (.......) vasfının zâhiri bunun daha ziyade Mısırlılardan ve belki Firavnin kendi hanedanından olduğunu anlatıyor. Netekim Süddî bunu Firavnin amcası oğlu diye rivayet eylemiştir. Veliyyi ahdi ve sahib şurtası, ya'ni polis nazırı olduğu da söylenmiştir. Firavin Musâyı öldüreyim derken Allah, kendi adamlarından böyle bir kahramanı başına dikmiş, karşısına çıkarmıştı, bu sebeble Âli Firavnin mü'mini diye ma'ruf olmuş olan bu zatın Firavne ve Âli Firavne karşı olan nutuklarını ve mücahedesini Cenâb-ı Allah burada bilhassa hikâye buyurduğu için bu Sûreye onun namına muzaf olarak «Sûre-i Mü'min» denilmiştir. Bu zat, ibtida iymanına ketmederek gizliden gizliye tedbirlerle bir müddet Firavni avutmuş ise de nihayet Hazret-i Musânın katli kararı karşısında meydana çıkmak lüzumunu hissederek evvelâ tedric ile nasıhate başlamış sonra da açıktan bir mücahede meydanına atılmıştır. Onun için evvel emirde yine belli etmemek üzere diyor ki, (.......) bir adamı «rabbım Allah diyor» diye öldürecek misiniz? (.......) rabbınızdan size beyyinelerle de gelmiş iken - sonra da tedricen iymanını ı'lâna kadar gitmek üzere ıhtiyat ile istidlâle kuvvet vererek ılâve ediyor: (.......) hem eğer yalancı çıkarsa yalanı sırf kendi üzerine - kendi boynuna geçer, vebâlini, cezasını kendi çeker, size zararı olmaz. Binaenaleyh yalancılığı tahakkuk etmeden öldürmeğe ihtiyacınız yok. Buna mukabil (.......) ve eğer doğru çıkarsa (.......) size yapmakta olduğu vaîdlerin ba'zısı hiç olmazsa ba'zısı başınıza gelir sizi musab eder - ya'ni Âhırete inanmıyorsanız Dünyada azâbı gelir. (.......) şübhe yok ki, Allah bir yalancı müsrif kimseyi doğru yola çıkarmaz. Muvaffak etmez - bu iki ma'nâlı diğer bir istidlâldir. Birincisi, o aşırı bir yalancı olsa idi Allah ona o beyyineleri vermez, o mu'cizelerle te'yid eylemezdi. İkincisi eğer aşırı bir yalancı ise mekıı olamıyacağında şübhe yoktur, öldüreceğiz diye uğraşmıya ne hacet: Bu iki ma'nâ ile asıl maksad da Firavne ta'rızdır. Ya'ni sen bu kadar kan döken müsrif bir yalancısın, Allah seni onu öldürmek maksadına muvaffak etmez, kendin zarar edersin. |
﴾ 28 ﴿