14

Söyle îman edenlere: Allah günlerini ümid etmiyen kimselere mağrifetle muamele etsinler, çünkü her kavmı kesibleriyle cezalandıracak

(.......) îman edenlere söyle o Allah günlerini ümid etmiyen kimselere mağrifetle muâmele etsinler - Arablar, harb gibi büyük tarihî vak'alara eyyam ta'bir ederler. Meselâ Arabın büyük tarihî vak'alarına eyyamı Arab denilir ki, meşhur bir mecazdır. Bu suretle eyyamullah da Allah’ın düşmanlarına iyka' ettiği vekayı', yâhud Allah’ın mü'minlere nusratı, sevab ve mükâfatı, va'di, kâfirlere kahr-u azâbı, vaîdi için ta'yin buyurduğu vakıtlar demek olur ki, şununla izah edilmiştir de denebilir: (.......) bir kavmı kesibleriyle cezalandırmak için - olan günler, yâhud cezalandıracağı için mağrifet etsinler. Bu cümle, emrin, yâhud cevâbı olan (.......) nun ılletidir.

Yâhud da eyyamullahın beyanı mesabesinde kaydi olup dolayısiyle emrin hikmetini de ifâde eder. Kavm de mü'minler, yâhud kâfirler, yâhud her ikisi olabilir, ceza da ona göre mücazat ve mükâfâta şamildir. Birisi Hazret-i Ömere sebbetmiş, o da onu yakalamak istemiş, afvetmesi için bu âyet nâzil olmuştur deniliyor. Maksud, lüzumunda harbden nehiy değil, ferdî olarak adî münazealardan nehiydir. Binaenaleyh kıtal âyetlerile bunun neshı lâzım gelmez, hattâ eyyamullah ile ona işaret vardır.

14 ﴿