18

Sonra emirden bir şerîat üzere seni me'mur kıldık, onun için sen o şerîate ittiba' eyle de ılmi olmıyanların hevalarına uyma

(.......) sonra emirden bir şerîat üzere seni me'mur kıldık - Bahirde der ki, kelâmı Arabda şerîat, nâsın ırmaklardan ve emsalinden su almağa vardıkları mevzı'dir, dîn şerîati de bu mâ'nâdandır, çünkü nâs ondan Allah’ın emirlerine ve rahmetine ve kurbüne irer.

Râgıb da demiştir ki, şerı' aslında masdardır. Sonra açık ve geniş yola isim yapılmış şerı', şir'a ve şerîat denilmiştir. Bu da dînde tarikati ilahiyyeye istiare edilmiştir. Ba'zıları şerîate şeriat denilmesi şerîai maye şu vechile bir teşbih olduğunu söylemişlerdir. Çünkü hakıkat ve sıdk üzere ona sülûk eden hem kanar, hem temizlenir, kanmaktan murad ba'zı hukemânın dediğidir: içerdim kanmazdım, vaktâki Allah’ı tanıdım içmeden kandım, temizlenmekten murad da (.......) mazmunudur.

Burada (.......) de tenvin ta'zîm içindir, emir, dîn işi, yâhud Allah’ın emri demektir, ya'ni bu Kur’ân’da beyan olunduğu üzere Allah’ın sana vahyeylediği emr-ü nehyinden bir büyük ve geniş yol, muazzam bir şerîat üzere seni me'mur ettik (.......) onun için o şeriate ittiba' et - kendini ona uydur da (.......) bilmiyenlerin hevalarına uyma - Allah’ın ahkâmına ılmi bulunmıyan veya ılmin muktezasına tâbi' olmıyan kimseler sırf kendi keyf-ü heveslerinin arkasından koşarlar. Hevalar ise ferde göre ıhtılâf eder, Beni İsraîl gibi ıhtılâfa düşürür, Allah’ın gadabına götürür. Şerîat ise toplar, tevhid ile rızasına götürür. Şerîatı ta'kıyb et de cahillerin hevalarına uyma.

18 ﴿