2

Ve onlar ki, îman etmekte ve salih salih ameller işlemekte ve Muhammede indirilene îman eylemektedirler - ki, rablarından gelen hak da odur - taraflarından kabâhatlerini örtmekte ve hal-ü şanlarını düzeltmektedir

(.......) ve onlar ki, îman edip salih

salih işler yapmakta (.......) ve Muhammede indirilene îman eylemektedirler - ya'ni burada iymandan murad bilhassa Muhammed aleyhisselâma indirilen kitab ve şerîate ıymandır. (.......) çünkü rablarından gelen hak odur - Allah yolunu hakkıyle beyan eden, ve Allahdan geldiğinde hiç şübhe olmıyan hak kitab ancak odur. Diğerleri kısmen tahrîfe uğramış, kısmen de neshedilmiş olmakla Kur’ân’ın tasdikına ıktiran etmiyenler hak değildir. Onun için matlûb olan îman ona iymandır. Bu suretle ona bihakkın îman edip de muktezasınca salih amellere çalışan mü'minler (.......) Allah kendilerinden kabâhatlerini keffaretleyip örtmekte (.......) ve yüreklerini: hal-ü şanlarını düzeltmektedir. - Kâfirler boşuna çalışırken bunlar salâh ve intizam içinde günden güne terakkıy ederek fikir ve kalblerini düzeltmekte ve işlerinde ileri gitmektedirler. Mekkedeki kâfirlerle Medînedeki mü'minlerin hali mükayese edilince bu bittecribe sâbit olduğu gibi bütün tarihte de iymanlarında sadık olan müslimanların hali böyle olmuştur. Şu halde her ne zaman bunun hılâfı görülmüşse müslimanların îman ve salâhlarına halel gelmiş olmasındandır.

2 ﴿