3

O ki, Gökleri ve Yeri hakk ile yarattı ve size suret verdi, suretlerinizi güzel de yaptı, nihayet gidiş de onadır

Allahü teâlâ bütün Gökleri ve Yeri hakk ile halk etmiştir. - Bîyhude ve oyuncak olarak değil. Kendisinin vasfı olan hak mefhumunu tecelli ettiren ve eşya arasında terettüb ve intizam ifade edip hepsini hak gayesine doğru götüren sabit bir irade bir hikmeti bâliga ile yaratmıştır. Onun için halkın hakkı mahlûka, mahlûkun hakkı halika isnad olunmamak bir hakk olduğu gibi bir mahlûkun hakkını diğer bir mahlûka isnad etmemek de bir haktır. O halde bütün amelleri görüp duran Halik tealâ her birine bihakkın terettüb ettirerek halk edeceği netaici mahallinin gayriye isnad etmez, Küfr-ü küfrana edeceği mücazatı îmana, îman ve ihsana vereceği mükâfatı küfre ve küfrana etmez. O bütün Semavât ve Arzı hakk ile yaratmış (.......) ve size suret vermiş - bütün mahlûkat içinde ayrıca bir şekil ve suret ile tasvir edip insan biçimine koymuş (.......) sonra suretlerinizi güzel de yapmıştır. - Ahseni takvim olan en güzel biçime mazher etmiştir. Sûre-i Haşrde (.......) esmai hüsnâsında geçtiği vechile suret, mahsüs olan cismanî şekil ve biçime ıtlak olunduğu gibi ma'kul olan ma'nevî hudud ve teayyünata da ıtlak olunur. İnsanlarda gerek beden ve kametin tenasübü ve gerek eşyayı yekdiğerinden fark ve temyiz ettiren suretlerine şüur ile hak mefhumunu idrâk eyliyen ruhanî teşekkülâtı noktai nazarından en güzel surette yaradılmışlardır. Bu suretle kâinâtın hakk ile yaradılmış olan evsafını, hasaisını kendinde hulâsa ederek hakkı bâtıldan, güzeli çirkinden, hayrı şerden, tatlıyı acıdan temyiz ve mümkin ve mukadder olduğu kadar tesarruf edip dilediğini Hâlıktan istiyebilir. Bu vechile ömrünün hasılına göre kendini ya daha ziyade güzelleştirir, ılliyyine yükselir.

Yâhud da çirkinleştirir, esfeli safilîne yuvarlanır. Demişlerdir ki, insan âlemi ulvî ile âlemi süflî beynini câmi'dir. Bu da mücerredat âleminden emri rabbanî olan ruhu ile maddiyyat âleminden olan bedeni hasebiyledir. Şu beyti Hazret-i Aliye nisbet ederler:

Sanırsınki sen bir küçük cirimsin

O âlemi ekberse sende dürülü.

Sûre-i Câsiyede geçen (.......) âyetinde de bu mazmuna işaret vardır: Yine bu ma'nadan dolayı Ebül'fethi Büstî şöyle demiştir:

Nefsine dikkat edip kesbi fazail eyle

Çünkü cisminle değil ruh ile insansın sen.

Hasılı Allahü teâlâ (.......) buyurduğu üzere insanı en güzel surette yaratmıştır. O halde bunun hakkı, lâyıkı ve vecîbesi de insanların çirkin hallerden sakınıp (.......) buyurulduğu üzere en güzel amellerle müsabaka ederek hüsni ezelîye tekarrub etmeğe çalışmasıdır. Çünkü (.......) nihayet masıyr de onadır.

MASIYR, Sayruret etmek, rücu' etmek, dönüp gitmek ma'nasına masdarı mimî, bir de dönüp varılacak yer, merci' ma'nasına isimi mekân olur. Burada evvelkisi ve (.......) de ikincisi muvafıktır.

Ya'ni ilk hılkat, geliş Allahdan olduğu gibi nihayet gidiş de onadır. O Gökleri ve Yeri hakk ile yaratıp size o güzel suretleri veren ve hiç bir leke kabul etmeyip bütün güzellikler kendinin, bütün mülk onun, hamd onun ve her şey'e kadir münezzeh sübhan olan Allah’ın huzuruna varılacak, onun hiç bir haksızlığa yer vermiyen huzurı ehadiyyetinde toplanılıp haklı haksız, iyi ve kötü ayırd edilerek neş'eti uhrada iyiye iyi, kötüye kötü ceza verilecektir.

3 ﴿