9Sizi o dernek gününe dereceği gün ki, o gün tegabün günü (kâr ve zarar günü) dür, her kim Allah’a îman eder de yaraşıklı iş yaparsa Allah onun kabahatlerini örter de onu altından ırmaklar akar Cennetlere kor, öyle ki, Ebediyyen onlarda kalmak üzere, işte büyük kurtuluş odur. Sizleri o dernek gününe derleyip toplıyacağı gün (.......) o - gün (.......) eğâbün günüdür. - Kimin aldatıp kimin aldandığı, kâr ve zararın belli olacağı gündür. TEĞABÜN, gebnden tefauldür. Gabn, alış verişte veya re'yde aldanmak veya aldatmak, ya'ni değerinden aşağı yâhud yukarı almak veya vermektir ki, farz az olursa gabni yesîr, çok olursa gabni fâhiş denilir. Tegabün de mütekabilen aldadışma yâhud aldatma veya aldanmanın zuhuru demektir. Ba'zan alış verişte olursa gaynın fethi bânın sükûniyle gabn, re'yde olursa ikisinin de fethiyle gaben diye ayırd edilir. Maamafih muameledeki de re'ye râci' olacağından ikisi de esasen bir yere çıkar. Aldatan ğâbin, aldanan mağbûn olur. Râgıb der ki, ğabn, aranızdaki muamele de sana arkadaşın bir nevi' ıhfa ile denksizlik etmektir. Malda olursa (.......) fülân aldattı» denilir. Reiyde olursa (.......) şöyle bir aldanış aldandı veya aldandım denilir ki, gaflet, gabin sayılır. Ve (.......) Kıyamet günüdür. Çünkü (.......) ve (.......) âyetlerinde işaret olunan mübayeada gabin bulunup bulunmadığı o gün zâhir olacak, bu alış verişlerde kâr ve zarar, hep o zaman anlaşılacaktır. Ba'zıları (.......) den suâl olundukta şöyle demiştir: o gün eşya onlara Dünyadaki mıkdarları hılâfına zuhur edecektir. Ba'zı müfessirîn de demiştir ki, gabnin aslı, şey'i gizlemektir. Şey'in gizlendiği mevzıa da fethile gaben denilir, a'zanın dirsek, kasık gibi büklüm yerlerine de istitarından dolayı megabin tesmiye olunur ve kadına tayyibetül'megâbin denilir (.......) Keşşaf da der ki, burada tegabün kavmın ticaretteki tegabününden, ya'ni biribirini aldatmasından müstear olup şakıy olanların seıyd oldukları takdirde işğal edecekleri mevkı'lere seıydlerin konması ve bil'akis seıyd olanların şakıy oldukları takdirde işgal edecekleri mevkı'lere de şakîlerin konması ma'nâsınadır. Resulullahın hadîsinde de «Cennete giren her kula şayed fenalık yapmış olsa idi Cehennemde bulunacağı mevkı' behemehal gösterilir ki, şükrü artsın, Cehenneme giren her kula da şayed iyilik yapsa idi Cennette bulunacağı makam behemhal gösterilir ki, hasreti artsın» diye vârid olmuştur. (Sûre-i A'rafta (.......) bak). Gerçi insanların o günden başkasında da tegabünü olmaz değildir. Lâkin ne kadar büyük olursa olsun Dünya umurunda aldanma ve aldatma hakıkî tegabün olmayıp asıl hakıkî tegabün o Kıyamet günü olduğuna tenbih için ona (.......) ta'bir buyurulmuştur (.......) Ticarette tegabün, tefaul babının meşhur ma'nâsına nazaran ekseriya alış veriş yaparken karşılıklı aldayış, biribirini aldatmağa çalışmak ma'nâsına «isneyn beyninde» müşareket için olursa da tevazu' ve tekaud kelimelerinde olduğu gibi vahid içinde olur. Burada Mücahid ve Katadeden «Ehli Cennetin ehli Cehennemi aldattığı gün» diye tefsir olunduğu da nakledilmiştir. Biz buna hakıkî aldatma ve aldanmanın tehakkuk ettiği kâr ve zarar günü demekle her iki ihtimali de ifade etmiş olacağımız kanaatinde bulunuyoruz. Dünya mahabbetine dalmış olan bedbahtların en büyük emelleri, ticaret sevdasiyle şunu bunu aldatmak olduğu cihetle burada onlara tehekküm için tegabün ta'bir buyurulmuştur. Murad, en büyük kâr ve zararın tehakkukunu ifade ile o günün azametini anlatmaktır. Kimlerin kâr, kimlerin zarar edeceğine gelince: (.......) her kim Allah’a îman edip o güne yarar iyi bir amel işlerse - işte o kâr edecektir. Çünkü (.......) Allah ondan onun kabahatlerini keffaretleyip örtecek (.......) ve onu altından ırmaklar akar Cennetlere koyacaktır. (.......) Öyle ki, içlerinde ebediyyen kalacaklardır (.......) işte fevzi âzîm, büyük kurtuluş, büyük zafer odur. - Çünkü her tehlikeden kurtulup en büyük murad, en büyük zevk olan rıdvanı ekbere irmek oradadır. |
﴾ 9 ﴿