14Ey o bütün îman edenler! Haberiniz olsun ki, çiftleriniz ve evlâdlarınızdan size düşman vardır, onun için onların mahzurlarından sakının, bununla beraber afveder, kusurlarına bakmaz, örterseniz şübhe yok ki, Allah gafurdur rahîmdir Cem'ıyyette dahilî salahın en mühim mebde'lerinden biri de aile salâhı olmak ve aile umuru ehemmiyyetli bir gaile bulunmak hasebiyle burada mü'minlere salih amelleri beyan sırasında aile gailesine tealluk eden bazı ta'limatı havi bir hıtab ile Sûreye hıtam verilecektir ki, bu hatabe hem evvelki iki Sûrenin âhirindeki (.......) hıtabeleriyle mütenazır, hem de bundan sonraki iki Sûreye bir temhîddir. Tirmizî ve Hâkim ve İbn-i Cerîr ve daha ba'zıları İbn-i Abbastan şöyle rivayet etmişlerdirki: bu âyet (.......) ehli Mekkeden bir takımları hakkında Nâzil olmuştu ki, Müsliman olmuşlar ve -Medîneye- Peygamber sallâllahü aleyhi ve sellem Hazretlerine gitmek istemişlerdi. Zevceleri ve evladları da onları bırakmak istememişlerdi, sonra kalkıp Resulullaha geldiklerinde nasın dinde fıkıh ve intibah kesbetmiş olduklarını görünce zevcelerine ve evladlarına ukubet etmeği kurdular, bunun üzerine Allahü teâlâ bu âyeti indirdi. Diğer bir rivayette: bir adam hicret etmek ister, karısı ve çocuğu mani' olurdu, o da «Eğer Allahü teâlâ sizinle beni Darülhicrede cem'ederse vallahi şöyle şöyle, yapacağım diye yemin ederdi, bu âyet nâzil oldu. Atâ İbn-i ebî rebahdan rivayet olunduğuna göre de avf İbn-i maliki eşceî Peygamberin maiyyetinde gazâya gitmek istemişti, ehl-ü evlâdı toplanıp alıkoymaya uğraşdılar ve biz senin ayrılığına dayanamayız diye sızlandılar, o da rikkate gelib gazâya gitmemiş, sonra da nedamet etmişti, bu âyet nâzil oldu, demek ki, sebebi nüzûl müteaddiddir. Bunların cem'inde münafat yoktur. Âyetin sıyak ve mazmunu bunlara ve emsaline mutabık olduğu gibi daha çok şumulludur. EZVAC, zevcin cem'idirki erkeğe de dişiye de ıtlak olunur. Burada hıtab zâhiren zükûre olduğuna nazaren ezvacdan murad ba onların çiftleri olan zevceler demek olur. Ancak (.......) gibi hıtabı zükûr, tagliben kadınlara da şamil olmak kaidesine nazaran ezvac da mütekabilen zevc ve zevceye mütehammildir. Evvelki surette ise bu ma'na işareten veya delâleten anlaşılır. Buyurluyorki: ezvacınızdan, ya'ni çiftlerinizden ve evlâdınızdan (.......) size bir düşman vardır. - Zevce ve evlâd mecmuu olan ailelerinizin hepsi değil ise de içlerinden ba'zısı; ba'zı kadın, ba'zı evlâd veya ba'zı kadınla ba'zı evlâddan mürekkeb bir takımı, size bilerek veya bilmeyerek bir nevi' düşmandır. Alemde kocalarına adavet eden, canına bile kıymağa kadar giden, yemeğine zehirler katan aklını ifsad eden, malına, ırzına, namusuna hıyanet eyliyen, dinini diyanetini selbeden, Cehenneme sürükleyen nice kadınlar ve öyle evlâdlar buluna gelmiştir. Bunu bile bile kasden yapanlar olduğu gibi bir takımları ve belki bir çokları da bilmiyerek ve kötü bir maksad beslemiyerek kocalarını veya babalarını zararlara mihnetlere, kederlere, gailelere düşürür ve böylelikle bir takım hayır işlerine, ıbadetlerine mani' olur. Evlâd hakkında bu ikinci cihet, ikinci âyette fitne ta'biriyle ifade edilmiş olmasına nazaran burada daha ziyade kasdî olan adavet mütebadir görünür ise de orada zikredilmemiş olan ezvaca burada da o ma'nâ mülâhaza olunarak mutlak olan adavetin ıtlâkı üzere kasdî ve gayri kasdîye muhtemil olması iki âyet arasında bir ıhtıbâk san'ati ifade edeceği cihetle daha beliğdir. Ailede böyle kasdî veya gayri kasdî adavet, zevce ve evlâd tarafından olabildiği gibi mütekabilen zevc tarfından da olabilir. Zevcelerine hıyanet eden nice erkekler de vardır. Ancak hıtabın zâhiri erkeklere olmak ı'tibarile o cihet tasrih olunmayıp zımnî olarak işaret veya delâlete bırakılmıştır. Bunun da sebebi şudur: (.......) mucebince infak ve idare ve terbiyesini deruhde etmiş reisi olmaları hasebiyle hıtab evvel emirde onlara tevcih edilmiş hem de bilhassa îman sıfatiyle nida olunmuş olduğu cihetle âkıl, bâliğ, mükellef bir mü'min olarak hıtab edilmiş bir âile reisinin âilesine adaveti ve ahlâksızlığı, erkeğin, akıl ve îman hasletleriyle mütenasib olmıyacağı ve onlara ancak o gibi hususatta müteyekkız olarak öyle mahzurlardan hazeretmek ve afv-ü safh-u semahat gibi ahlâkı fadıle ile onları idare eylemek yaraşacağı vuzuh ile anlatılmak için bu cihet tasrih olunup mukabili terk veya ızmar edilmiştir. Ya'ni hakikî bir mü'mini kâmil için öyle bir ahlâksızlık tasavvur bile olunmamak gerektir. Ve o halde mü'minlerin zevcelerine ve evlâdlarına yaraşan da onlara düşman değil, cidden yar-u şefîk olmak, o îman şı'ar ü terbiyesini kesbeylemektir. Halen ve kalen nümune olarak bunu telkin ve idare etmek vazife ve mes'uliyyeti ise evvel emirde erkeklere müteveccih ve kadınlar akıldan ziyade hissiyata tabi' bulunmakla nida ve hıtab erkeklere tevcih olunmuştur. Binaenaleyh meâlin hasılı şu olur: ey o bütün îman eden ve aile üzerinde kavvam olması ıktızâ eyleyen erkekler, sizlerin erkekliğiniz, aklınız, iymanınız ve mucebince salâh fikriniz size muzaf olan âilenize düşmanlık etmeğe müsaade etmemek iycab ederse de zevceleriniz ve evlâdınız içinden akıl veya dinde noksanlıkları hasebiyle sizlere düşman olan, başınıza gaile çıkarmak istiyen ba'zıları da bulunabileceği muhakkaktır. (.......) o halde o düşmanlardan hazer ediniz - onlara dikkat edip mahzurlarından sakınınız - şerlerinden, gailelerinden emin olup da kendinizi onlara kaptırmayınız. Bundan dolayı zevceyi intihab ederken dış güzelliğine, malına, şununa bununa kapılıvermeyip her şeyden evvel dinini, ebedini, ıffetini, ahlâkını aramalı. Netekim bir hadîsi nebevîde de (.......) çöplükte biten yeşillikten sakınınız» buyurulmuştur. Sonrada aile hukukuna riayet ve onların dinî terbiyelerine dikkat ve onlar yüzünden gelmesi melhuz olan dünyevî ve uhrevî zararlardan sakınmalı, gelişi güzel bırakıvermeyip teyekkuz ve intibah üzere bulunmalı, sevgi ve alâka sevdasiyle şımartmamalıdır. Bununla beraber sakınacağız diye tazyık edip de sıkmamalı, her kusurlarına aldırmamalıdır (.......) ve eğer afvederseniz - yani afvetmek hakkınız olup sizin tarafınızdan afvı kabil bulunan suçlarını afvederseniz ki, bunlar size karşı vakı olup gayrın hakkı teallûk etmiyen dünya umuruna müteallık veya dine dair olup da tevbe ettikleri suçlardır. Afveder (.......) ve safh ile muamele eder, yüzlerine vurmaz, başlarına kakmaz (.......) ve ayıblarını eksikliklerini örter. Semahat gösterirseniz (.......) şübhe yok ki, Allah da gafur rahîmdir. - O da sizin günahlarınızı rahmetiyle mağfiret buyurur. |
﴾ 14 ﴿