MEÂRİCMe'aric Sûresi, Se'ele Sûresi, Mevaki' sûresi dahi denilen bu Sûre dahi mekkîdir, İbn-i abbas bunun Elhâkka sûresi akıbinde nâzil olduğunu söylemiştir. Ve bu onun bir tetimmesi gibidir. Âyetleri - Kırk dörttür. Şamîde kırk üç, diğerlerinde kırk iki sayıldığı da mezkûrdur. Fark (.......) ve (.......) fasılalarındadır. Kelimeleri - İkiyüz on altı. Harfleri - Sekizyüz altmış birdir. Fasılası - (.......) harfleridir. (.......) de, (.......) dedir. Elhakka Sûresinin hatimesinde (.......) diye görülene, görüleceğe ve görülmeyene kasem edilmiş ve Kur’ân’ın hakikatı anlatılarak onun müttakîlere bir tezkire ve kâfirlere bir hasret olduğu anlatılmış ve Allah’ın azîm ismiyle tesbîhi emr ile hıtam verilmişti. Bu Sûre ile bundan sonrakilerde o (.......) görülen ile görülmeyen şeylere dair beyanlar ile müttakîlere öğüd ve kâfirlere hasret olarak Allahü teâlânın azametini tecelli ettiren âyetleri ihtiva ederek Sûre-i Hakka hatimesinin birer tafsîli mahiyyetindedirler. Bu suretle bu Sûrede görülen ve görülmeyenlerden kâfirlerin azâb ve hasretine ve Allah’ın azametine ve Melâike ve ruha delâlet eden âyetlerle başlayıp yine Kıyamet ahvalinin bir tasviri ve ondan korunacak ehli Cennetin ahlâkının bir tafsîli ile Sûre-i Hâkkanın bir tetimmesi olacaktır. Şöyleki: 1İstedi bir sâil bir azâbı ki, olacak (.......) istedi, dilendi, duâ etti, sordu - ma'nalarına gelir, evvelkisi hepsini ifade edebilir. Nafi', İbn-i Âmir, Ebû Ca'fer kıraetlerinde hemzesiz (.......) gibi (.......) okunurki aynî ma'naya gelebilmekle beraber aktı demek de olur. (.......) bir sâil - bir isteyen veya soran yâhud akan bir seyl. Burada müfessirîn sebeb-i nüzule dair üç kavil zikretmişlerdir: BİRİNCİSİ: Nadr İbn-i Hâris (.......) demişti, bu nâzil oldu. Cumhurun kavli budur. Ba'zıları Ebû Cehlin (.......) dimesi üzerine nâzil olduğunu söylemişlerdir. İKİNCİSİ: Hasen ve Katade demişlerdir ki, Allahü teâlâ Hazret-i Muhammedi ba's buyurup da müşrikleri azâb ile korkutunca müşriklerin ba'zısı ba'zısına: sorun bakalım Muhammede bu azâb kimin için ve kime vaki' olacak dediler Allahü teâlâ (.......) ile onlardan haber verdi. İbn-i enbarî buna göre (.......) sordu, (.......) te'vilinde olduğunu söylemiştir. (.......) gibi. ÜÇÜNCÜSÜ: ba'zıları da demişlerdir ki, Resulullah kâfirler için acele bir azâb istemişti, Allahü teâlâ da onlara «azâb, vaki' olacaktır, onu def' edecek yoktur, biraz sabret, sabrı cemîl» buyurdu. Çünkü (.......) emri Peygambere emrolduğundan isteyenin de o olmasına delâlet eyler. Maamafih birinci ma'na daha sağlamdır. Ve o surette Peygambere sabır emri sâilin küfr-ü inkâr ile eza etmek istemesi dolayısiyledir. (.......) vuku'bulmuş ve bulacak ma'nalarına olabilir. Burada murad ikincisi olduğu anlaşılıyor. Maamafih mukaddema emsali kâfirlere olmuştur ona da olacaktır demek olabileceği gibi vukuuna emri ilâhî tealluk etmiştir. Vaktı gelince olacaktır. Onu emri vaki' bil ma'nasına olmak kelâmın siyakına daha muvafıktırki tehakkuki vukuuna, ya'ni ileride vukuu muhakkak olmasına binaen vaki' denilmiştir diye meşhur olan nükte de bu ma'na ile izâh edilebilir. |
﴾ 1 ﴿