3Ve doğrusu o rabbımızın şanı çok yüksek, ne bir arkadaş edinmiş ne de bir veled (.......) bu sûrede bu ve maba'dindeki (.......) lerin atfı, mühim mes'eledir. Kıraetlerin ba'zısında üstün ba'zısında esre okunmuştur. Ba'zılarında esre ba'zılarında fetha okuyanlar da vardır. Esre okunan kıraetlerde (.......) üzerine ma'tuf olduğu açıktır. Şöyle söylediler, şöyle söylediler demektir. Fetih ile okunmasında ise ki, - bizim hafs kıraetinde ve mushaflarımızda böyledir - bunda incelikler vardır. Ba'zısı (.......) deki (.......) nin mahalline veya (.......) takdiriyle (.......) zamirine ma'tuf. Olup «dinledik de ona ve şu hakîkatlere îman ettik» demek olur. Bu suretle bunlar da Cinlerin kelâmı cümlesine dahil bulunur. Arada ve sonunda ba'zıları da (.......) daki (.......) üzerine ma'tuf olur ki, onlar Cinnin kelâmından hikâye olmayıp doğrudan doğru tarafı ilâhîden vahyolunan kelâmlar cümlesinden olarak mülâhaza edilmek lâzım gelir. Netekim (.......) böyle doğrudan doğru vahy olduğu için kıraetlerin hepsinde feth ile okunmuştur. Arada (.......) sonra (.......) iki veche muhtemildir. Biz bunları mealde doğrusu ve hâkikat ve filhakika ta'birleriyle göstermeğe çalıştık ve bütün bunlar da rüşdün ma'kul ve doğru yolun bir izahı vardır. CEDD, sahib Kamusun Besairde beyanına göre bu maddenin aslı düz erazîyi baştan başa kat' edip geçmek ma'nasınadır. Sa'y-ü cehde ve elbiseyi kesib biçmekle lâzımı olan yeniliğe ve gece gündüz kat'ı mesafe zımnında mu'în olan feyzı ilâhî; baht, gına, nasîb şan ü azemet ma'nalarına ve bu münasebetle büyük babaya ıtlakı ondan müteferri'dir (.......) Bu vechile ced eyî baht, kadr-ü haysiyyet, nasîb ü kısmet ma'nalarına geldiğinden böyle bahtiyar kimselere ashabülcedd, zevülcedd veya mecdud denildiği gibi ululuk ve azemet ma'nasiyle de (.......) herkesin gözünde büyüdükçe büyüdü denilir, ve cimin zammiyle (.......) azim demek olur. (.......) olan Allahü teâlâya izafetle cedd, onun bütün kâinatı kat'etmiş olan ezelî şan-ü azemeti, gınayi zatîsi, bir de umumiyyetle kâinata ve hususiyyetle dilediklerine olan yüksek feyz-u ınayeti ma'nalariyle tefsir olunurki burada birincisi olmak zâhirdir. - |
﴾ 3 ﴿