9

Ve doğrusu biz ondan dinlemek için ba'zî mevkı'lere otururduk, fakat şimdi her kim dinliyecek olursa onun için gözeten bir şihab buluyor

(.......) ve ma'lûm ki, biz o Semadan dinlemek, haber almak için ba'zı meclislere otururduk - ya'ni ba'zı mevki'lerden terassud eder, gizli Sema haberleri alır onlarla halkı şaşırtırdık - (.......) fakat şimdi her kim dinlemek isterse onun için râsıdlar halinde gözliyen, yakmağa müheyya bulunan bir şihab, parlak bir alev buluyor. - O Kur’ân’ın ve onu okuyan zatın karşısında Cinn ve Şeytan böyle eriyecek bir vaz'iyyette kalıyor, işte Allahü teâlâ böyle bir kimse ba'setmiş ve âleme böyle tehavvül vermiştir.

Burada ekseriyyetle şihabın zâhirî ma'nasında israr ediliyorsa da biz bu israrda ma'nayı tecessüm ettirmekten başka bir fayda görmüyoruz, asıl murad nurı nübüvvet ve ayatı Kur’ân ile hâkikat âleminde parlatılan ve efkârı bâtıleye karşı fırlatılan ateşîn inzarları anlatmak olması daha yüksek bir ma'na olduğu kanaatindeyiz. Zira hadisatı cevviyyeden olan o şihabların bi'seti seniyyeden evvel dahi ola geldiği rivayetlerde de inkâr olunmuyor. Bi'seti seniyye esnalarında denildiği gibi fazla bir çok şıhab yağmurları olmuş ve bunlardan müneccimler, kâhinler, Şeytanlar korkup türlü ma'nalar çıkarmağa çalışmış olsunlar.

Fakat bu vechile onlardan Sema haberleri kesilmiş değil, bil'akis çoğaltılmış ve istiraki sem'a daha ziyade meydan verilmiş demek olmaz mı? Halbuki İbn-i Abbas Hazretlerinin söylediği ve bu âyetin de anlattığı ma'nâ bu şihabların onlardan haberi Semâyı kesmiş ve Semâ kapılarını birer zâbıt olarak tutmuş doldurmuş olmalarıdır. Bu ise onların ma'neviyyetlerini, yalanlarını, sefahet ve tuğyanlarını yakan hâkikat şihablarını anlatıyor ki, onlar Semâi Muhammedîden parıldıyan ateşîn âyetler ve mu'cizelerdir ki, onun karşısında İns ü Cinn Şeytanlarının ödleri kopmuş, dilleri tutulmuştur. Bu tecribeleri yapmış olan cinler, artık eskisi gibi gaybdan dem vurmağa, istıkbalden haber vermeğe kalkışmayıp yalan söylemiş olmaktan sakınarak ilerisi hakkında iymanlarını şöyle anlatıyorlar:

9 ﴿