3

Çalışmış fakat boşuna yorulmuştur

(.......) âmildirler. -

Ya'ni vaktiyle gereği gibi çalışmazlarken bugün hepsi ezici ameller içinde çalışmakta (.......) zahmet çekmektedirler.

Yâhud vaktiyle çalışmamış, amel etmemiş değiller, çalışmışlar, amel yapmışlar. Fakat boşuna zahmet çekmiş, meşakkate düşmüşlerdir. - Zira bugün işe yarayacak vechile Allah için hak, doğru yolda salih amellere çalışmamışlar. Bâtıl dîn, bozuk fikir ve ıtikad ile küfre saparak çalışmışlar, beyhude zahmet ve meşakkat çekmişler, şimdi de onun cezasını çekiyorlar. «Âmiletün, nâsıbetün» ikinci ve üçüncü haberdir.

Yâhud «nasıbe» sıfattır. Bunların «hâşia» gibi «yevmeizin» ile mukayyed olup olmadığına göre bir kaç vechile tefsiri rivayet edilmiştir.

BİRİNCİSİ, hepsinin de «yevmeizin» ile mukayyed olmasıdır ki, evvel huşu' etmez. Hak yolunda çalışmazlarken bu gün boynunu eğmiş zilletler içinde tehammül edilmez ezici amellerle amelelik etmekte, nasab, teab ile meşakkatler çekmektedirler, demek olur. Bugün bu amel ve meşakkat, bundan sonra beyan olunacağı vechile Cehennem ateşi içinde esaret zincirlerini, tomruklarını sürükliyerek aşağı yukarı bata çıka boğuşup durmalarıdır. Bu ma'na İbn-i Abbastan menkuldür.

İKİNCİSİ, «âmiletün nasıbetün», «yevmeiz» ile mukayyed olmayıp mutlak olarak mazıya âid olmasıdır. Bu surette bunlar vaktiyle Dünyada çalışmışlar, ameller yapmışlar, ıbadetler etmişler, lâkin iyi yapıyoruz zu'miyle küfr ile bâtıl

yolda çalışmış bulunduklarından bütün amelleri habt olunup sa'yleri heder olmuş, boşuna zahmet ve meşakkat çekmekle kalmışlar, bugün zillete düşmüşlerdir demek olur ki, Sûre-i Kehfin âhirindeki (.......) ve Sûre-i Fürkandaki (.......) âyetlerin mazmununu hulâsa demektir. Zeyd ibin Eslemden merviy olan bu ma'na İbn-i Abbastan da diğer bir rivayettir. Âhıret darülamel olmayıp darülceza olmak itibarile amelin Dünyada olması daha zâhir olduğundan bir çokları bu ma'nayı tercih etmişler ve bununla savmaalarda, Manastırlarda Rahibler gibi şiddet ve gulüvv ıltizam ederek dalâl üzere çalışan ehli dalâlin amellerinin butlanına işâret edilmiş olduğunu söylemişlerdir. Netekim Buharîde (.......) demiştir. Bu surette (.......) nin sıfatı olmak gerektir.

ÜÇÜNCÜSÜ, Ikrimeden merviy olandır ki, «âmile» Dünyada, «nâsıbe» Uhrada demektir. Bunun ma'nası zannedildiği gibi ayrı ayrı zarflar takdîri demek değil «amile» ismi fâili mazî ma'nasına «nasıbe» ismi fâili hal veya devam manasına mahmul olduğunu söylemektir ki, amel Dünyaya, ceza Âhırete âid olmak mülâhazasiyle bu ma'na da ba'îd değildir. Bu surette de «nâsıbe» üçüncü haberdir. Ve şununla mübeyyendir.

3 ﴿