3

veda' etmedi rabbın sana ve darılmadı

(.......) rabbin seni tevdi' etmedi -veda' edip bırakıvermedi.

TEVDİ' aslında misafirin veda' etmesi, ya'ni giderken kalanlara: Hoşça kalın, Allah’a ısmarladık gibi va'd: Bolluk, hoşluk, akıbet düasiyle bırakıp gitmesi ve böyle veda' ile teşyi' edilmesi demek olup sonra mutlâka terk edip bırakmak ma'nasına da kullanılmıştır. Allah teâlâ hakkında ma'ruf ma'nasıyle veda' ve teşyi' mutesavver olmadığından burada da terk ma'nasiyle müfesserdir. Sebeb-i nüzul de buna diğer bir karînedir.

Ya'ni bırakmadı (.......) ve darılmadı- bırakmaması dargınlıktan, gadabdan bırakmamak değil, rahmet-ü ınayetinden bırakmamaktır. Çünkü bırakmamak iki vechile olur: Birisi lûtuf, birisi kahr ifade eder. Yoksa (.......) mazmununca hiç bir insan mühmel olarak alel'ıtlak terk edilmez. Rububiyyetin muktezası sirri teklif ile ya eseri rahmet veya eseri gadabın tahti hukmünde bulunur. Duha ve leyh tekabülünden buna da işaret vardır. Bundan dolayı bırakılmamaktan bir eseri gazab hatıra gelmemek için (.......) diye buğz-u gadab nefy olunarak idamei rahmet ma'nası te'yid olunmuştur. Bu daha ziyade tavzih olunarak da buyuruluyor ki,

3 ﴿