2

Ve Arz ağırlıklarını çıkardığı

(.......) Arzın eskalini, ya'ni ağırlıklarını çıkarmasında iki rivayet vardır. Birisi; ölüleri kabirlerinden fırlatıp çıkarmasıdır ki, (.......) âyetinin mazmunudur. Bu ise ba's demek olacağından nefhai sâniyeye işaret olur. Birisi de içindeki defînelerin, hazînelerin, ma'denlerin meydana çıkarılmasıdır ki, bunun da nefhai ulâda, ya'ni ilk zelzelede olması zâhirdir. Ba'zı haberlerde eşratı saatten olan Deccalın günlerinde Arzın kezleri meydana çıkacak diye vârid olmuştur. Bunu da ba'zıları ona haml eylemiş ise de o, zelzeleden evvel olan ıhracat olduğu, halbuki burada murad zelzele ile hudûse gelecek ıhracat olmak zâhir bulunduğu cihetle demişlerdir ki, bu, Deccalın zamanında çıkarılanlardan başka olarak kalmış olan bütün künuz ve defâinin zelzele ile fırlatılıp çıkarılmasıdır. Ancak nefhai ulâda mı nefhai sâniyede mi? Bunda da her iki ihtimali söyliyenler olmuştur. Ba'zıları demişlerdir ki, bu zelzeleden murad birinci zelzeledir. Arz o vakıt künuzünü çıkaracak, yeryüzü altın dolacak da ona iltifat eden olmıyacak, altın o zaman sanki insana şöyle bağıracak:

Sen benim için dînini ve Dünyanı tahrib etmiyormıydın? sonra onun çıkarılmasının neticesi bir de (.......) hukmünün zâhir olması olur ki, bu da ikinci nefhadan sonra olur. Nakkaş, Zeccac, Münzir İbn-i Sa’îd gibi bir hayli müfessirîn de her iki rivayeti cem' ile eskal hem mevta hem künüz ikisine de şamil olduğunu söylemişlerdir. Zâhir olan da bu olmalıdır, İbn-i Abbastan da iki rivayet olduğu söylenmiştir. İkisinde de bunu, zikrolunduğu üzere nefhai sâniyeye yâhud her iki nefha müddetini bir vakıt ıtibar ederek ikisine de hamledenler olmuş ise de nefhai sâniye (.......) ile beyan olunacağına nazaran bu ıhracı nefahi ûlâ hâli olarak anlamak (.......) nın da tekrar edilmemiş olması ıtibariyle daha zâhirdir. Yıkım nefhası olan nefhai ûlâda ölülerin çıkarılması ise hayy olarak değil, ölü olarak fırlatılıp fırlatılıp atılmaları demek olur ki, o vakıt (.......) olduğu gündür. (.......) olduğu ve (.......) olmak üzere bulunduğu hengâmdır. (.......) olmaktadır. Henüz (.......) olmamış (.......) kumandası daha verilmemiştir. Bu bittemsil henüz bir volkanın patladığı, bir harbin evzarını ortaya atmaya başladığı mobilzasyon esnasındaki ıztırabat gibi mukaddime kabilinden olarak (.......) mısdakınca boşalma hengâmıdır ki, o harbin neticesine irip de evzarını indireceği (.......) hukmünün zuhur edeceği asıl haklanma ve hisab devrini açacak olan nefhai sâniye ondan sonra olacaktır.

ESKAL, tahrik ile cebel vezninde «sekal» in cem'idir ki, Râzînin ifadesince sekal metaı beyt, ya'ni ev eşyasıdır. Kamusta sekal, müsafirin, ya'ni yolcunun ağırlık ta'bir olunan meta' ve haşemine ve sahibinin çokluk kullanmayıp hıfz-u sıyanet eylediği nefîs ve kıymetli şey'e denir. Netekim (.......) Hadîs-i şerifinde sekaleyn

bu ma'nadadır. İns-ü Cinne sekaleyn denilmesi Arzın içinde ve üzerinde bulunmaları ı'tibariyle onun sekali, ağırlığı gibi olmalarından, yâhud amellerinin günahlarının ağırlığındandır denilmiştir. Ve demişlerdir ki, meyyit, Arzın içinde iken onun ağırlığı, Arzın üstünde iken ona ağırlıktır. Künûz da Arzın nefâisi olmak ma'nasına eskalidir. (.......) Eskal yolcunun ağırlıkları, meta' ve haşemi ma'nasına olduğuna göre (.......) buyurulmakla o zelzele halinde Arz seferberlik yapan bir yolcuya ve içindeki emvat ve künûzu o yolcunun ağırlığını teşkil eden meta' ve haşemine teşbih edilmek suretiyle bir istiarei mekniyye yapılmış demek olur.

ESKAL, kesr-ü sükûn ile «sıkal» in cem'i olabileceği de söylenmiştir ki, hımli batın, ya'ni karın yükü ma'nasınadır. Bunun da künûz ve emvata ıtlâkı teşbih ve isti'are suretiyledir. Bu ma'nâ (.......) âyetine daha muvafıktır Râzî Eskalin esrar ma'nasına olmasını da ikinci bir kavl olarak nakl eylemiştir.

Ya'ni o gün Arz bütün esrarı keşf edecek, açıklayacak (.......) buyurulduğu üzere lehte veya aleyhte şehadet edecek demektir. Âlûsî buna me'sûre muhalif ve baiddir, demiş ise de muhtemildir. Maamafih en kuvvetli vecih, Arzın seferberliğini ifade eden birinci vecihtir.

Ya'ni tahrik ile Sekalin cem'i olmasıdır. Arzın zikri geçmiş iken zamir mevki'inde tekrar izharı ziyade takrir içindir. Arzın gayrı Arza tebdiline iyma için de denilmiştir. Zâhiri hal bu ihracın zelzele sebebiyle olmasıdır. Lâkin Terettüb kasd edilmiyerek her iki hâdise re'sen birlikte olarak mülâhaza ettirilmek için fa' ile atf edilmeyip bir (.......) tahtinde vâv ile (.......) buyurulmuştur.

Hulâsa: o zilzâl ve ihrac olduğu

2 ﴿