2

Kılmadımı tedbirlerini müstağrak tadlîle

(.......) kılmadımı keydlerini tadlîl de: fendlerini, düzenlerini tadlîle müstağrak kılmadınmı?

Ya'ni birçok zayiât içinde bırakarak bozup mahv-ü perişan etmedimi?- Ma’lûm ki, keyd, mekir gibi gizli bir suikasd tertib etmek, diğerine mutavakkıf olduğundan dolayı harb ve kıtala dahi denilir, lisanımızda keyde, düzen, fend, oyun, dolap, tuzak dahi ta'bir ederiz. Keydi tadlîl, ıdlâl gibi tedbiri şaşırtmak ve dalâle mahkûm etmek demek olursa da teksir ma'nasiyle beraber «dalle anhü» gibi (.......) ile ulanan ve gaib ve zayi' olmak demek olan dalâlden müştak olarak bütün bütün gaybettirip temamen tazyı' ile ibtal eylemek ma'nasını ifade eder. Sahib Keşşafın beyan ettiği üzere (.......) denilirki dâll, zayi' kıldı demektir. Netekim (.......) âyetinde dalâl bu ma'nayadır. Ve babasının mülkünü zayi' etmiş olduğundan dolayı İmriülkayse de dalîl denilmiştir (.......) Bunun için tazyi' ve ibtal ile tefsir eylemişlerdir. Bu ma'na bizde, filan işte fülan adam bütün bütün gayb etti, fülan ona gayb ettirdi denilmesine benzer. (.......) de zarfiyyet için olduğu ve zarf, mazrufu ihata eyliyeceği cihetle keydlerinin böyle tadlîl içine bıkarılması, tadlîle müstağrak kılınması demek olur. Bunu sade tedbirlerini şaşırtmadımı! Diye terceme edivermek kolay gibi gelirse de beyan olunduğu üzere bunda yalnız tedbîri şaşırtmaktan daha yüksek bir ma'na bulunduğundan gaflet edilmemek gerektir. Çünkü bütün tedbîrleri butlan içine boğdurulmuş hepsi gayb ettirilip mahv edilmiş olmak daha belîg bir ma'nadır. Onun için (.......): keydlerini tadlîl etmedimi denilmiyor da (.......) tadlîl içine bırakmadımı? Tadlîle müstağrak kılmadımı? Deniliyor. İstifham da takrirî olduğundan gördün a kıldı demektir. Ve ondan dolayı ma'tufunda (.......) gelecektir. Onların keydleri, düzenleri ne idi? Tevatüren ma'lûm olduğu üzere filleriyle gelip Kâ'beyi yıkmak ve San'âda

yaptırmış oldukları Kulleys namındaki kilîseyi onun yerine ikâme ederek halkı ona çevirmekti, bu garaza irmek için gizli açık bir takım teşebbüslerde bulunmuşlar, Mekkenin üç fersah mesafesinde mugammes denilen mevki'e kadar gelmişlerken Mahmud dedikleri fili oradan beri Mekkeye sevk edemediler, ibtida tedbirleri bununla bozuldu, sonra da beyan olunacağı üzere «asfı me'kûl» gibi mahv-ü perişan oldular. Ka'beyi yıkamadıktan başka kendileri helâk ve kilîseleri harab oldu gitti, öyle değil mi? İşte böyle bir suikasdi, böyle bir vaz'iyyette böyle aksine çevirip de ibtâl eden ancak Rabbındır. Rabbın onu yaptı:

2 ﴿