66Eğer biz onlara: "Kendinizi öldürün, veya yurtlarınızdan çıkın." diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapamazlardı. Fakat kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de daha sağlam olurdu. Onlara "Allah'ın indirdiği şeriata ve Peygambere geliniz!" denildiği vakit de Ey Rasûlüm Muhammed! Münafıkları gördün ki, senden yüz çevirmeye ve çekinmeye kalkışıyorlar, kalkışıyorlar amma elleriyle yaptıkları bu cinâyetten dolayı başlarına bir musibet gelince nasıl oluyor? Sonra sana gelmişler, "Allah'a yemin ederiz ki, bizim kötü niyetimiz yoktu, maksadımız iyilik yapmak ve Allah'ın yardımına kavuşmaktı." diye Allah'a yemin ediyorlar. Bunlar öyle kimselerdir ki, kalblerindeki kötülüğün derecesini Allah bilir. Bundan dolayı bunlara yüz verme, acı ve etkili vaaz ile ders ver. Ve kendileri hakkında öyle beliğ ve etkili bir söz söyle ki canlarına işlesin. Bunlar, Peygamberin ne demek olduğunu anlamıyorlar. Halbuki biz herhangi bir Peygamberi gönderdik ise, ancak Allah'ın izni ile itaat olunmak için göndermişizdir. Bundan dolayı Peygambere itaat, Allah'ın emrine itaat, ona isyan ise Allah'a isyandır. Hayır. Ey Rasûlüm Muhammed! Rabbine yemin olsun ki, mümin olduklarını iddia edenler, mümin olamazlar, aralarında çatallanmış, çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sana müracaat edinceye kadar. Sonra verdiğin hükümden gönüllerinde hiçbir sıkıntı hissetmesinler ve tam bir teslimiyetle açık ve gizli olarak sana boyun eğsinler. İşte o zaman gerçek mümin olurlar. Eğer biz onlara kendinizi öldürünüz veya yurtlarınızdan çıkınız diye yazmış olsaydık İsrailoğullarında olduğu gibi günahtan tevbe etmek ve kurtulmak için, kendi elleri ile intihar etmeyi veya vatanlarından çıkıp gitmeyi farz kılıp teklif etseydik pek azı hariç olmak üzere onlar bunu yapmazlardı. Fakat Hazret-i Muhammed'in şeriatında böyle ağır bir yükümlülük yoktur. Bilakis "Ve nefislerinizi öldürmeyiniz." (Nisâ, 4/29) hükmü vardır. Kendilerini ve vatanlarını ve dinlerini savunmak ve tehlikeden, musibetten korumak emirleri vardır. Bundan dolayı bunu candan kabul etmemek, samimiyetle mümin olmamak, nefsine ve vatanına zulmetmektir. Eğer onlar, verilen ve verilecek olan vaaz ve öğütlerin gereğini yapmış olsalardı mutlaka kendileri için bir hayır ve pek fazla hayırda kalmalarına sebep olurdu. Biz burada önceki âyetlerden hareket etmekle şu mânâyı daha uygun buluyoruz: Yurtlarından, vatanlarından çıkmak şöyle dursun, onda kuvvetle yerleşme ve kalmalarına sebep olurdu |
﴾ 66 ﴿