123

Göklerin ve yerin gaybını bilmek yalnızca Allah'a mahsustur. Her iş O'na döndürülür. Sen yalnızca O'na ibadet et ve yalnızca O'na dayan. Rabbin yaptıklarınızın hiçbirinden gâfil değildir.

Bakalım kim zararlı çıkacak göreceğiz. Onlara şunu da haber ver ve de ki: Göklerin ve yerin gaybı Allah'ındır. Göklerdeki ve yerdeki bütün gizlilikler, bütün sırlar yalnızca Allah'a aittir. Onları bilmek de Allah'a mahsustur. Yani gayb olan gizli sırları yaratmak, icad etmek, bilmek ve bildirmek, zamanı gelince açığa çıkarmak vs. bütün bu hususlar, gayb ile ilgili bütün işlemler Allah'a mahsustur. Bütün külli varlıkları, bütün cüz'i parçacıkları, varı ve yoğu, hazırları ve gaipleri, olmuşları ve olacakları bilen ancak O'dur. O'na gizli olan hiçbir şey yoktur. Ve emir, bütünüyle O'na irca olunur. Bütün emirler, kararlar, hükümler ve işler, hepsi, hepsi O'na döndürülür. Hazırda veya gaipte hiçbir emir yoktur ki, O'na dayanmasın. O'na dayandırılmadan hakkında bir hüküm verilmek mümkün olabilsin. O'na dayandırılmadan iki kere iki dört eder demek bile mümkün olmaz. İşte bundan dolayı, sen yalnızca O'na ibadet et, O'na kulluk eyle! Ve O'na tevekkül eyle! Her işte emir ve kumandayı, yetkiyi O'na verip, O'na güvenip, O'nun emirlerine uygun hareket eyle! Yani, ibadetsiz ve amelsiz kuru kuruya tevekkülün de faydası yoktur. Sen kulluğunu yap, O'nun emrini yerine getir ve öyle tevekkül eyle. Rabbin amellerinizin hiçbirinden gâfil değildir.

Bu sûrenin sonu ile Tevbe Sûresinin sonu arasında belagatlı bir tekrar ve teyid bulunmaktadır. Zira onun son emri de yalnızca Allah'la yetinmek ve yalnızca O'na güvenmek gerektiğini vurguluyordu.

Bu sûrenin bu şekildeki hatimesi, bundan sonra gelecek olan Yusuf Sûresi'ne de bir geçiş, bir hazırlık özelliği taşır. zira Yusuf Sûresi, Allah'a tevekkül eden bir kulun, ne kadar çok yönlü haksızlığa uğrarsa uğrasın, Allah'ın yardımıyla hepsinden kurtulup düze çıkacağını göstermektedir.

123 ﴿