2Kendi emrinden ruh (vahiy) ile melekleri, kullarından dilediği peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun. Kullarından dilediğine emrinden ruh (vahiy) ile meleklerini indirir, elçiler gönderir. "Kendi emrinden ruh (vahiy) indiriyor" (Mümin, 40/15) âyetinde olduğu gibi burada da "ruh ile" ifadesinden maksat, vahiydir. Çünkü vahiy, ruhî bir iştir. Ruh da Allah'ın emirlerinden bir emir, başka bir ifade ile Allah'a ait işlerden bir iş olduğundan dolayı vahiy, özel bir ruh demektir. Ve böylece bu âyet, vahyin bir tarifini kapsamaktadır. Yani vahiy, Allah'ın emirlerinden ruhsal bir şeydir ki, Allahü teâlâ onu kendi yanından melekleri ile kullarından dilediği kimseye indirir, emrini haber verir, bildirir. İşte kulu ve elçisi Muhammed Mustafa (sallallahü aleyhi ve sellem) ya da diledi ve o ruhu (vahyi) indirdi. Şöyle ki uyarınız, yani inkâr etmenin sonunun tehlikeli olduğunu anlatarak insanlara bildiriniz şu şanlı gerçeği ki benden başka ilâh yoktur. Öyle ise benden korkunuz, ortak koşmaktan ve isyan etmekten sakınınız. Demek ki bütün vahiyler kısaca bu iki esasta özetlenebilir. Birisi tevhid ki, ilmî kuvvetin olgunluğunun son noktasıdır. Birisi de takva (Allah korkusu) ki amelî kuvvetin son olgunluk noktasıdır. Ve demek ki Peygamberlik çalışılarak elde edilen bir şey değil, Allah vergisidir. Böylece işitmeye dayalı delili tesbit ettikten sonra, akla hitap ederek de bilgiyi pekiştirmek için buyuruluyor ki: |
﴾ 2 ﴿