52(Allah) sizi çağıracağı gün, tam bir hürmetle onun emrine koşacaksınız ve zannedeceksiniz ki, kabirlerinizde pek az bir müddet kaldınız. O takdirde mutlaka hepsi Arşın sahibine bir yol ararlardı. Bu âyete, iki mânâ verilmiştir: Birisi, "Her biri o bütün mülkün gerçek sahibi olan Allah'a galip gelme çaresini arardı. Çünkü galip olmadan ilâh olamazdı. "Bu durumda "Eğer yerle gökte Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, ikisi de muhakkak bozulurdu, yok olurdu." (Enbiyâ, 17/22) âyeti gereğince "bürhan-ı temanü"ya (Kelâm ilminde âlimlerin devir ve teselsülün mümkün olmadığını isbat eden delillerine) işaret olur. İkincisi de "Her biri, Allah'ın tek zatından kuvvet ve kudret elde etmeksizin bir şey yapamayacaklarını, bir cumhuriyetin başkansız olamayacağını bildiklerinden, hepsi ona yaklaşmak için bir yol arardı. Bu şekilde ise hiçbiri ilâh olamaz, Allah'ın ilâh olduğunu kabul etmiş olurlardı." demektir. Ve Allah'a hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. Çokları, bu tesbihin hal dili ile delaletten veya hal ve sözden daha umumî olduğunu söylemişlerdir. Fakat bazı tefsirciler, hakikî mânâsı üzere, sözle tesbih etmek olduğunda ısrar etmişlerdir. Çoğunluğun görüşü, halkın akıllarına ve anlayışlarına en çok dokunur görünürse de Alusî Tefsiri'nde uzunca anlatıldığı üzere, Resulullah'ın elinde taşların tesbihinin duyulması gibi rivayet edilen bir çok hadis ve eser bazı tefsircilerin görüşünü desteklemektedir. Muhyiddin-i Arabi ve diğer birçok sofiler de bu görüştedirler. Yemin olsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık. Davud'a da Zebur'u verdik. |
﴾ 52 ﴿