88

Ey Rasûlüm Muhammed! De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'ân'ın benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar bile, yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir."

Onun için tam güvenle Yemin olsun ki bütün insanlar ve cinler, bu Kur'ân'ın benzerini getirmek için bir araya gelseler hiçbir zaman onun bir benzerini getiremezler. İnsanlar ayrı, cinler ayrı uğraşsalar getiremezler ya. Hatta birbirlerine yardımcı olsalar bile (benzerini) getiremezler. Kur'ân böyle büyük bir mucizedir. Şimdi yalnız bu âyetin ne kadar kapsamlı, ne kadar kuvvetli, bütün insanlar ve cinler ile gelecek üzerinde böyle en yüksek bir yakîn (kesinlikle) hüküm vermenin, ne büyük bir gayb ilmini kapsadığını ve dolayısıyla başlı başına nasıl büyük ve kalıcı bir mucize meydana getirdiğini insaf ile etraflıca düşünmeli. Bu sözün Allah'ın ilminden bir ilim getirmiş olduğuna nasıl şüphe edilebilir?.

Bu âyetin iniş sebebinde rivayet ediliyor ki, önceki yahudilerden bir grup: "Ey Rasûlüm Muhammed!" demişler. "Bize şu getirdiğin hakkı açıkla, bu Allah katından gelen bir hakk mıdır? Çünkü biz bunu Tevrat'ın düzenli bir şekilde dizilişi gibi birbirine uygun olup nizamlı bir şekilde dizilmiş olarak görmüyoruz" Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurmuş ki: "Vallahi siz, bunun Allah katından gelen bir hakk olduğunu çok iyi biliyorsunuz." Bunun üzerine onlar: "Amma bu senin getirdiğin gibisini biz de sana getiririz." demişlerdi ve bunun üzerine yüce Allah, bu âyeti indirdi. Diğer taraftan Kureyş'ten bir topluluk da: "Bize bu Kur'ân'dan başka olağanüstü bir âyet getir, yoksa bunun benzerini biz de yapabiliriz." demişlerdi ki, olağanüstü âyet dedikleri bundan sonra "Kâfirler şöyle dediler: Bizim için yerden suyu kesilmeyen bir kaynak çıkarmadıkça sana iman etmeyeceğiz." (İsrâ, 17/90) âyetlerinde açıklanacak olan öneriler olacaktır. Bu âyet, ile bütün bunlara kesin cevap verilmiş, o gün bu gün bunca asırlardan beri bütün tecrübe ve teşebbüslerin karşısında bu cevap, tam bir doğrulukla gerçekleşerek heybet ve ululuğunu artırmış durmuştur. (Bakara, Sûresindeki "Onun benzeri bir sûre meydana getirin."; (2/23) Hûd Sûresi'ndeki, "De ki: Siz de Kur'ân'ın benzeri, on uydurma sûre meydana getirin bakalım. Eğer iddianızda doğruysanız, Allah'tan başka yardımını isteyebileceklerinizi de çağırın..."; (11/13) Hıcr Sûresi'ndeki "Onun (Kur'ân'ın) koruyucusu da şüphesiz ki biziz" (15/9 âyetlerinin tefsirine bkz.) İşte Kur'ân'ın her hükmü böyle ilim, böyle şüphesizdir.

88 ﴿