5O çıralı ateşin, O ateş ki çıralı, tutuşturacak odunu çırası çok, yani o alevli ateşi kapsayan "uhdûd"un, o ateş hendeğinin sahipleri ki müminleri imanlarından vazgeçirmek üzere içine atmak için böyle ateş hendekleri yaptıklarından dolayı "Ashab-ı uhdûd" adını almışlar. Fakat kalplerdeki imanı bu şekilde yakmağa çalışanlar başarılı olamamış, aksine lanetlenerek mağlup edilip ezilmişler ve adları kötüye çıkmıştır. Bunların kimler ve nerelerde olduğuna ve Yemen'de, Necran'da, Irak'ta, Şam'da veya Habeş'te mecusiler veya yahudiler veya bazı krallar tarafından yapıldığına dair birçok rivayet nakledilmiş ise de Kur'ân bunları belirleme maksadı taşımadığından, sadece nitelikleri ve fiilleriyle zikr olunmuşlardır. Ebû Hayyan der ki: Müfessirler Ashab-ı Uhdud hakkında on'dan fazla görüş belirtmişlerdir. Her görüşün de bir uzun kıssası vardır. Biz onları bu kitabımıza yazmak istemedik. Hepsinin kapsadığı mânâ şudur: Kâfirlerden bir takım kişiler yerde hendekler açtılar ve bunlarda ateş yaktılar. Müminleri bu ateşlerin karşısına diktiler. Dininden döneni bıraktılar, imanda ısrar edeni yaktılar. Ashab-ı Uhdud müminleri yakanlardır. Kaffâl de tefsirinde şöyle der: Ashab-ı Uhdud kıssasında değişik rivayetler zikretmişlerdir. Bununla beraber içlerinde sahih denecek derecede bir şey yoktur. Ancak bu rivayetler şu noktada birleşmişlerdir ki müminlerden bir topluluk, kavimlerine karşı yahut kendilerine hakim olan kâfir bir krala muhalefet etmişler, o da bunları içi ateş dolu hendeğe attırmıştır. Ve zannederim ki, demiş, bu olay Kureyşliler arasında meşhur idi. Yüce Allah bunu Resulünün ashabına anlatarak dinleri hakkında karşı karşıya kaldıkları eziyetlere sabır ve tahammül etmeleri gerektiğine dikkat çekmiştir. Çünkü haberlerde meşhur olduğu üzere Kureyş müşrikleri müminlere eziyet ediyorlardı." Bu konuda hadisçilerin en ziyade tercih ettikleri rivayet Müslim, Tirmizî Nesai ve daha bazılarının Süheyb yoluyla Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den merfu olarak rivayet ettikleridir ki, Tirmizî buna sade "garib bir hasen hadistir" demiş, sahih dememiştir. Onun için biz de yalnız Kur'ân'ın açıklamaları ile yetinelim: Hangi kavimden olursa olsun, Ashab-ı Uhdud lanetlendiler. |
﴾ 5 ﴿